Hamd, ancak Allah’a mahsustur. Salat ve selam Resulullah Sallallahu
Aleyhi Ve Sellem’in, O’nun ehli ve Ashabinin ve Kiyamet’e kadar onlarin
yoluna uyanlara olsun.
‘Allah nerede?’ Bu soru karsisinda bakin ne tür cevaplarla karsilasacagiz;
Birçoklari “Tövbe estagfirullah, bu ne biçim soru! Allah’a hasa, sümme
hasa mekan mi tayin ediyorsun?Allah mekandan münezzehdir!”diyecekler.
Bazilari da tam aksine “Allah her yerde”, “Allah mü’minin kalbinde”,
“Allah nerede anarsan orada”, “Allah arsda, ama arsin yeri belli degil”,
“Allah gökte ama bizim bildigimiz gökte degil”vs…gibi yanitlar verecekler.
Hakikat, bu çesitli görüslerin arasinda mi gizli veya gerçekten bu soruyu
sormak hatami?
Yaratilmislarin en mükemmeli Hz. Muhammed Sallallahu Aleyhi Vessellem
Allah hakkinda ‘nerede?’ diye sordugu sahih kaynaklarca sabittir.
Müslimde geçen hadiste O, Sallallahu Aleyhi Ve Sellem cariyeye: “Allah
nerededir?” diye sormustur. Bu hadisin tamamini birazdan zikredecegim.
Ayni sekilde: “Rabbimiz semavati ve arzi yaratmadan önce nerede idi?”
diye soran kimseye de O, Sallallahu Aleyhi Vessellem: “Tek basina vardi,
O’ndan baska bir varlik yoktu…”,diye cevap vermistir.[1] Bu hadis el-
Akidetü’l-Vasitiyye ve Sehrinde zikredilmistir.
Peygamber Sallallahu Aleyhi Vessellem’den böyle soru sorani azarladigi
yahut ta ona: “Sen yanlis bir sekilde soru sordun,” dedigine dair bir
rivayet gelmemistir. Anlasilacagi gibi bu soruyu sormanin hata oldugunu
söylemek asil hatanin ta kendisidir.
Allah Nerede? “Allah gökleri ve onlarin aralarinda olani alti günde yaratan,
sonra arsa istiva edendir.”[2]Secde, 4
“O, gökleri ve yeri alti günde yaratan, sonra da arsa istiva edendir.”[3]
Hadid, 4
Rahman ars üzerine istiva etmistir… buyrugu sani yüce Allah’in arsin
üzerine istiva ettigini haber verdigi, Kur’anin yedi yerinde geçmektedir.
Bu buyruklar açiktir ve herhangi bir te’vil ihtimali yoktur.
Istiva Arab dilinde ‘yüksek olus’ ve ‘yüksege çikmak’ demektir. Burada ise
istiva lafzindan ancak istikrar etti (yerlesti), üstüne çikti, üzerine yükseldi
ve üzerine çikti anlasilir.[4]Bu açiklamayi Ibnu’l Kayyim ‘en-Nuniyye’ diye
bilinen siirinde dile getirmektedir.
Ars ve Kürsi Ehl-i sünnet ve’l cemaat kürsi ile arsin hak olduguna inanirlar.
Arsin büyüklügünü Yüce Allah’tan baska kimse bilemez. Kürsi’nin ars’a
nisbeti ise büyük bir düzlükte birakilmis bir halka gibidir. Gökleri ve yeri
kusatmistir. Allah’in ars’a da, kürsi’ye de ihtiyaci yoktur. Ona ihtiyaci
oldugundan dolayi arsa istiva etmis degildir. Aksine bu kendisinin tesbit
ettigi sonsuz bir hikmetin geregidir. O arsa’da, arsin disindaki diger
varliklara da muhtaç olmaktan münezzehtir. Sani yüce Allah bundan çok
daha büyüktür. Aksine ars da, kürsi de, O’nun kudret ve egemenligi ile
tasinan iki varliktir.
Ehl-i sünnet ve’l cemaate göre yüce Allah’in kendi zati hakkinda haber
verdigi sekilde arsi üzerinde yüce zatinin bildigi bir keyfiyet ile
yarattiklarindan ayri olmak üzere istiva etmistir. Nitekim Imam Malik ve
baskalari da: “Istiva”nin ne demek oldugu bilinmektedir, ancak keyfiyeti
meçhuldur (nasilligi bilinemez).”
Bazilarinin (ta’tilcilerin) körükledikleri, istivanin kabul edilmesi halinde
dogru olmayan birtakim seylerin de kabul edilmesi gerekir, seklinde
ifadeler baglayici degildir. Çünkü ehl-i sünnet ve’l cemaat, O’nun arsin
üzerinde olusu herhangi bir mahlukun, bir baska mahlukun üzerinde olusu
gibidir, demiyor. Burada ve Allah’in diger sifatlarinda da uyduklari kaide
de yüce Allah’in: “O’nun benzeri hiçbir sey yoktur ve o herseyi isitendir,
görendir,” buyrugudur.[5]Sura, 11
Acaba bu bazilari: Semada kendisine yönelinecek bir Rab, arsin üzerinde
kendisine ibadet olunan bir Ilah yoktur mu demek istiyorlar? Acaba bu
bazilari bu inaçlariyla Allah’in ve Rasulünün getirdiklerine karsi
geldiklerinin ve böylece de delalete düstüklerinin farkindamidirlar?
Ehl-i sünnet ve’l cemaat Allah Azze ve Celle’nin arsin üzerinde olduguna
ve arsin da gökte olduguna iman ederler. Allah’in, gökte ki arsin üzerine
istiva ettigini belirten birçok ayetler ve sahih hadisler vardir:
Allah Azze ve Celle’nin gökte olduguna delalet eden ‘Kur’an Ayetleri’
“Allah semadan bütün dünya islerini idare eder. Sonra ameller bir günde
O’na yükselir…”[6]Secde, 5
“Göktekinin sizi yere geçirmesinden emin mi oldunuz?”[7]Mülk, 16
“Yoksa semada olanin üzerinize tas yagdiran bir rüzgar göndermesinden
emin mi oldunuz?..[8] Mülk, 17
“Üstlerindeki Rablerinden korkarlar…”[9] Nahl, 50
“Firavun, veziri olan Haman’a söyle dedi: Ey Haman! Bana yüksek bir kule
yap, belki bazi yollara muttali olurum. Göklerin yoluna muttali olurum da,
Musa’nin Ilahini görürüm. Çünkü ben Musa’nin söylediginin, yani davet
ettigi semada ki Ilah iddiasinin yalan oldugunu
zannediyorum.”[10]Mu’min, 36/37
Allah Azze ve Celle’nin gökte olduguna delalet eden ‘Hadisler’ Peygamber
Sallallahu Aleyhi Ve Sellem cariye’ye: “Allah nerede” diye sormus, o:
Semadadir, diye cevap vermis. Bu sefer: “Ben kimim?” diye sormus, yine
cariye: “Sen Allah’in Rasulüsün,” deyince, Peygamber Sallallahu Aleyhi Ve
Sellem: “Sen bunu azad et, çünkü o mü’min birisidir,”
demistir.[11]Müslim, Ebu Davud, Nesai, Malik, Ebu Hanife ve baskalari
rivayet etmislerdir. (Allah’in semada oldugunu söyleyen cariyenin Allah
Rasulü Sallallahu Aleyhi Vessellem tarafindan mü’min ilan edilmesi, kisinin
mü’min olabilmesi için Allah’in semada oldugunu bilmesinin gerektigini
teskil eder.)
Rasulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem buyurdu ki: “Merhametli olanlara,
Rahman olan Allah’u Azze ve Celle’de merhamet eder. Dünya ehline
merhamet edin ki: semada ki Rahman olan Allah’da size merhamet
etsin.”[12]Ebu Davud, Tirmizi, Ahmed, Humeyd Hakim ve Hatib sahih bir
senedle rivayet etmislerdir
Yine Peygamber Sallallahu Aleyhi Ve Sellem söyle buyurmaktadir:
“Semada bulunan Allah’in emini oldugum halde bana güvenmez
misiniz?”[13]Buhari ve Müslim
Bundan sonra ki yazilanlar yorumsuz ve eklemeler yapilmadan Allah Rasulü
Sallallahu Aleyhi Ve Sellem’in faziletlerinden bahsettigi ve süphesiz Islam
dinini herkesten daha iyi bilen ilk üç neslin akideleridir (inançlaridir).
Rasulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem söyle buyuruyorlar: “Insanlarin en
hayirlisi benim çagdaslarimdir. Sonra onlardan sonra gelenler, sonra
onlardan sonra gelenler.”[[14] Buhari ve Müslim Bu nesiller Allah’i Kur’an
ve sünnette gelmis sifatlarla bilip, tanidilar. Allah’i, Allah’in kendi zatini
ve Rasulünün O’nu nitelendirdigi sifatlarla nitelendirdiler. Lafizlari
kullandiklari gerçek anlamlarindan saptirma yoluna gitmediler. O’nu isim
ve ayetlerinde ilhada[15]
Ilhad: Haktan meyletmek ve sapmak demektir. Ta’til, tahrif, tekyif
(keyfiyetlendirme), temsil (örneklendirme), ve tesbih (benzetme) de
bunun kapsamina girer.
Ta’til; Allah’in sifatlarini kabul etmemek, yahut bazilarini kabul edip geri
kalanini kabul etmemek demektir.
Tahrif; nassi lafzen ya da mana itibariyle degisiklige ugratip onu zahir
(kuvvetli) anlamindan uzaklastirip, ancak zayif bir ihtimal ile lafzin
delalet ettigi bir manaya göre açiklamaktir. Buna göre her tahrif bir ta’til,
fakat her ta’til bir tahrif degildir.
Tekyif; Allah’in sifatlarinin, yaratilmislar tarafindan bilinmeyen nasilligi
hakkinda yorum yürütmektir.
Temsil; Birseyin digeri ile her yönden benzer olusunu söz konusu ederek
ayniligini ortaya koymak demektir.
Tesbih; Bir seye bazi yönleriyle benzeyen baska seyin varligini kabul
etmek demektir.
sapmadilar. Yüce Allah’in yedi semavat’in üstünde ve yarattiklarindan ayri
olarak Arsin üzerinde istiva ettigine, ilmiyle herseyi kusattigina ve
keyfiyet nisbeti olmaksizin inandilar. Kur’an’da geçen ‘istiva”ya ‘istila
etti’ yahut ‘malik oldu’ yahut ‘galib geldi ve kahretti’ anlamlari kesinlikle
vermediler.
Allah Azze ve Celle’nin gökte olduguna delalet eden ‘Sahabe’ kavilleri
Abdullah ibni Mes’ud radiyallahu anh’dan, söyle dedi:
“Dünya semasi ile ondan sonra ki gelen semanin arasi besyüz senedir.Her
iki semanin arasi böylece besyüz senedir. Yedinci sema ile Kürsinin arasi
da besyüz senedir. Kürsi ile suyun arasi da besyüz senedir. Ars ise suyun
üstündedir. Arsin üstünde de Allah’u Tebareke ve Teala vardir. Sizin
mesgul oldugunuz amelleri oradan bilir.”[16]Bu eseri Ebu Said ed- Darimi
er Reddu alel Cehmiyye nam kitabinda Inbi Huzeyme Tevhid’de ve beyhaki
Esma’da sahih bir senedle rivayet etmislerdir.
Abdullah ibni Ömer radiyallahu anh’den, söyle dedi:
“…Ebu Bekir radiyallahu anh Müslümanlara hitaben bir hutbe irad ederek
söyle dedi: Ey insanlar! Eger ibadet ettiginiz ilah Muhammed idiyse, o
öldü. Eger ibadet ettiginiz ilah semada ki Allah idiyse, O
ölmemistir...”[17]Bu eseri Ebu Said ed-Darimi er-Reddu ale’l Cehmiye
nam kitabinda hasen bir senedle rivayet etmistir.
Abdullah ibnu Selam radiyallahu anh’ dan, söyle dedi:
“Allah Azze ve Celle yer yüzünü yaratmaya baslayip, pazar ve pazartesi
günü yedi kat yeri yaratti. Sali ve çarsamba günüde onun maisetini takdir
etti. Sonra da semaya istiva etti ve iki günde de semalari yaratti.[18] Bu
eseri Ibnu Mendeh Tevhid’de sahih bir senedle rivayet etmistir. Zehebi de
Uluv’da zikretmistir.
Allah Azze ve Celle’nin gökte olduguna delalet eden ‘Dört Mezheb
Imamlarinin’ kavilleri Imam Ebu Hanife Rahmetullahi Aleyh söyle
buyurmustur:
“Her kim: ‘Rabbim gökte mi yoksa yerde midir? bilmiyorum’ derse kafir
olmustur. Ayni sekilde: ‘O, arsinin üzerindedir. Fakat ars gökte midir,
yerde midir bilmiyorum’ diyen kimse de kafir olmustur.”[19] El-Fikhu’l
Ebsat
“Arsin semada oldugunu inkar ettimi sübhesiz ki o kafir olur.” [20] Bu
eseri Zehebi Uluv’da zikretmistir.“Allahu Teala göktedir, yerde degil”[21]
el-Esma ve’s-Sifat
Kendisi “kulluk ettigin ilah’in nerededir?” diye soran kadina: “Allah’u
Subhanehu ve Teala semada’dir, yerde degildir”, cevabini verdi.[22] el-
Esma ve’s-Sifat
Imam Safii Rahmetullahi Aleyh söyle buyurmustur:
“Imam’i Malik, Süfyan ve daha onlardan baska Ehli Sünnet önderlerinden
gördügüm ve benim de üzerinde oldugum hak olan kavil sudur; Allah’dan
baska ilah olmadigina ve Muhammed -sallallahu aleyhi vessellem-’in
Allah’in Rasulü olduguna sehadet edip, ve Allah’u Azze ve Celle’nin de
semasinda arsinin üzerinde oldugunu, istedigi gibi kullarina yaklasip ve
istedigi gibi de dünya semasina indigini ikrar etmektir.”
[23] Bu eseri Zehebi Uluv’da tahric etmistir.
Imam Malik Rahmetullahi Aleyh söyle buyurmustur:
“Allah semadadir. Ilmi ise her yerde’, derdi.”
[24] Ebu Davud, Mesaili’l –Imam Ahmed, Sünne, Ibn-i Abdilber Temhid
Imam Ahmed ibnu Hanbel Rahmetullahi Aleyh söyle buyurmustur:
“Ebu Abdullah’a (yani Ahmed ibnu Hanbel’e) denildi ki: ‘Allah’u Azze ve
Celle, yarattiklarindan ayri olarak kudreti ve ilmi ile her yerde oldugu
halde yedi kat semanin üzerindemidir?’ Ahmed ibnu Hanbel’de cevaben
söyle dedi:‘Evet, Allah’u Azze ve Celle arsinin üzerindedir, hiç bir seyde
ilminden gizli degildir.”[25] Bu eseri Hallal es-Sünen’de rivayet etmistir.
Süpheciye cevap
Ehl-i sünnet ve’l cemaat’in Allah’in gökte ki arsinin üzerine istiva ettigine
iman ettiklerini delilleriyle ispatladik.
Fakat bazilari bunca delillere ragmen süphelerini bizlere su ayetlerle
sunabilirler:
“Nerede olursaniz, O sizinle beraberdir.” [26] Hadid, 4“Tasalanma, süphe
yok ki O bizimle beraberdir.”[ 27] Tevbe, 40“Bir de sabredin. Süphesiz
Allah sabredenlerle beraberdir.”[28] Enfal, 46
Bu ayetleri onlar, Allah’in heryerde oldugunu ispatlamak için delil olarak
getirirler. Bu ayetlerde asil kastedilen beraberlik ve yakinlik, Allah’in ilmi
ve kusaticiligi ile yakinligidir. Nitekim Allah’u Teala söyle
buyurmaktadir:“Andolsun ki Biz insani yarattik. Nefsinin ona ne vesveseler
vermekte oldugunu da biliriz. Zaten Biz ona sahdamarindan aha
yakiniz.”[29]Kaf, 16 Böylelikle Kur’an ve hadislerde sözkonusu edilmis
yüce Allah’in yakinligi, beraberligi ile yine bunlarda sözkonusu edilen
Allah’in yukarida yani gökte olusunu belirten buyruklar arasinda herhangi
bir aykiriligin bulunmadigi açikça ortaya çikmis olmaktadir.
Bütün bunlar sani yüce Allah’a yakisan sekilde Allah’in sifatlaridir. Hiç
birisinde O’nun benzeri hiçbir sey yoktur. Allah’u Azze ve Celle söyle
buyurmaktadir: : “O’nun benzeri hiçbir sey yoktur ve o herseyi isitendir,
görendir,”
Ehl-i sünnet ve’l cemaat büyüklerinin ‘Allah’in beraberligi’ hakkinda ki
inançlari:
Imam Ebu Hanife Rahmetullahi Aleyh söyle buyurmustur:
“Allah Teala göktedir, yerde degil.” Ona “O bizimle beraberdir” (Hadid,
4) ayetini hatirlatan adama; “Bu, senin bir adama mektup yazip onunla
beraber oldugunu söylemen gibidir. Halbuki sen onun yaninda degilsin.”
dedi.30] el-Esma ve’s-Sifat
Imam Malik Rahmetullahi Aleyh söyle buyurmustur:
“Allah semadadir. Ilmi ise her yerdedir, ilminden de hiç bir sey gizli
kalamaz.”
[31] Bu eseri Ebu Davud Mesaili’l’de, Abdullah er-Reddu Ale’l –
Cehmiyye’de ve Aciri Seria da rivayet etmislerdir.
Imam Ahmed ibnu Hanbel Rahmetullahi Aleyh söyle buyurmustur:
“Ebu Abdullah’a (yani Ahmed ibnu Hanbel’e) denildi ki: ‘Allah’u Azze ve
Celle, yarattiklarindan ayri olarak kudreti ve ilmi ile her yerde oldugu
halde yedi kat semanin üzerindemidir?’
Ahmed ibnu Hanbel’de cevaben söyle dedi:‘Evet, Allah’u Azze ve Celle
arsinin üzerindedir, hiç bir seyde ilminden gizli degildir. ”[32] Bu eseri
Hallal es-Sünen’de rivayet etmistir.
Yine Imam Ahmed ibnu Hanbel Rahmetullahi Aleyh’den:
…Ve sonra (Kaf) suresinden okudu;“Nefsinin ona ne vesveseler vermekte
oldugunu da biliriz. Zaten Biz ona sahdamarindan daha yakiniz” (Kaf, 16).
Ve sonra söyle dedi: “Ilmi onlarla beraberdir.”[33] Bu eseri Hallal es-
Sünnen’de rivayet etmistir.
Mukatil ibnu Hayyan’dan, su ayet’i kerime hakkinda soruldu: “Herhangi bir
üç sirdasin, bir fisiltisi olmuyormu, mutlak Allah dördüncüleridir.”
Cevaben de: “O, arsinin üzerindedir. Ilmiyle de onlarla beraberdir,”
dedi.[34] Bu eseri Ebu Davud Mesailin’de, Ahmed Sünne’de ve Beyhaki
Esma’da rivayet etmislerdir.
Yüce Rabbimizden bu yazinin Müslümanlara yararli olmasini temenni
ediyoruz. Mevzumuza da Allah Azze ve Celle’nin su kavli ile son veriyoruz;
“Her kim ki, kendisine dogru yol apaçik belli olduktan sonra, Peygambere
aykiri harakette bulunur ve mü’minlerin yolundan baskasina uyar giderse,
onu döndügü sapiklikta birakiriz. Ahirette de kendisini Cehenneme koyariz
ki, o, ne kötü bir dönüs yeridir.”[35]Nisa, 15
Ve’l- hamdulillahi Rabbi’l- alemin.
***********************
Yararlanilan Kitaplar :
-Uluv Risalesi Ebu Said el-Yarbuzi
-Seyhu'l-Islam Ibn-Teymiyye'nin el-Akidetü'l-Vasitiyye ve serhi Prof. Dr.
Halil Herras
-Ehl-i Sünnet Ve'l Cemaat Selefi Salihin Akidesi Abdullah b. Abdülhamid el-
Eseri
Aleyhi Ve Sellem’in, O’nun ehli ve Ashabinin ve Kiyamet’e kadar onlarin
yoluna uyanlara olsun.
‘Allah nerede?’ Bu soru karsisinda bakin ne tür cevaplarla karsilasacagiz;
Birçoklari “Tövbe estagfirullah, bu ne biçim soru! Allah’a hasa, sümme
hasa mekan mi tayin ediyorsun?Allah mekandan münezzehdir!”diyecekler.
Bazilari da tam aksine “Allah her yerde”, “Allah mü’minin kalbinde”,
“Allah nerede anarsan orada”, “Allah arsda, ama arsin yeri belli degil”,
“Allah gökte ama bizim bildigimiz gökte degil”vs…gibi yanitlar verecekler.
Hakikat, bu çesitli görüslerin arasinda mi gizli veya gerçekten bu soruyu
sormak hatami?
Yaratilmislarin en mükemmeli Hz. Muhammed Sallallahu Aleyhi Vessellem
Allah hakkinda ‘nerede?’ diye sordugu sahih kaynaklarca sabittir.
Müslimde geçen hadiste O, Sallallahu Aleyhi Ve Sellem cariyeye: “Allah
nerededir?” diye sormustur. Bu hadisin tamamini birazdan zikredecegim.
Ayni sekilde: “Rabbimiz semavati ve arzi yaratmadan önce nerede idi?”
diye soran kimseye de O, Sallallahu Aleyhi Vessellem: “Tek basina vardi,
O’ndan baska bir varlik yoktu…”,diye cevap vermistir.[1] Bu hadis el-
Akidetü’l-Vasitiyye ve Sehrinde zikredilmistir.
Peygamber Sallallahu Aleyhi Vessellem’den böyle soru sorani azarladigi
yahut ta ona: “Sen yanlis bir sekilde soru sordun,” dedigine dair bir
rivayet gelmemistir. Anlasilacagi gibi bu soruyu sormanin hata oldugunu
söylemek asil hatanin ta kendisidir.
Allah Nerede? “Allah gökleri ve onlarin aralarinda olani alti günde yaratan,
sonra arsa istiva edendir.”[2]Secde, 4
“O, gökleri ve yeri alti günde yaratan, sonra da arsa istiva edendir.”[3]
Hadid, 4
Rahman ars üzerine istiva etmistir… buyrugu sani yüce Allah’in arsin
üzerine istiva ettigini haber verdigi, Kur’anin yedi yerinde geçmektedir.
Bu buyruklar açiktir ve herhangi bir te’vil ihtimali yoktur.
Istiva Arab dilinde ‘yüksek olus’ ve ‘yüksege çikmak’ demektir. Burada ise
istiva lafzindan ancak istikrar etti (yerlesti), üstüne çikti, üzerine yükseldi
ve üzerine çikti anlasilir.[4]Bu açiklamayi Ibnu’l Kayyim ‘en-Nuniyye’ diye
bilinen siirinde dile getirmektedir.
Ars ve Kürsi Ehl-i sünnet ve’l cemaat kürsi ile arsin hak olduguna inanirlar.
Arsin büyüklügünü Yüce Allah’tan baska kimse bilemez. Kürsi’nin ars’a
nisbeti ise büyük bir düzlükte birakilmis bir halka gibidir. Gökleri ve yeri
kusatmistir. Allah’in ars’a da, kürsi’ye de ihtiyaci yoktur. Ona ihtiyaci
oldugundan dolayi arsa istiva etmis degildir. Aksine bu kendisinin tesbit
ettigi sonsuz bir hikmetin geregidir. O arsa’da, arsin disindaki diger
varliklara da muhtaç olmaktan münezzehtir. Sani yüce Allah bundan çok
daha büyüktür. Aksine ars da, kürsi de, O’nun kudret ve egemenligi ile
tasinan iki varliktir.
Ehl-i sünnet ve’l cemaate göre yüce Allah’in kendi zati hakkinda haber
verdigi sekilde arsi üzerinde yüce zatinin bildigi bir keyfiyet ile
yarattiklarindan ayri olmak üzere istiva etmistir. Nitekim Imam Malik ve
baskalari da: “Istiva”nin ne demek oldugu bilinmektedir, ancak keyfiyeti
meçhuldur (nasilligi bilinemez).”
Bazilarinin (ta’tilcilerin) körükledikleri, istivanin kabul edilmesi halinde
dogru olmayan birtakim seylerin de kabul edilmesi gerekir, seklinde
ifadeler baglayici degildir. Çünkü ehl-i sünnet ve’l cemaat, O’nun arsin
üzerinde olusu herhangi bir mahlukun, bir baska mahlukun üzerinde olusu
gibidir, demiyor. Burada ve Allah’in diger sifatlarinda da uyduklari kaide
de yüce Allah’in: “O’nun benzeri hiçbir sey yoktur ve o herseyi isitendir,
görendir,” buyrugudur.[5]Sura, 11
Acaba bu bazilari: Semada kendisine yönelinecek bir Rab, arsin üzerinde
kendisine ibadet olunan bir Ilah yoktur mu demek istiyorlar? Acaba bu
bazilari bu inaçlariyla Allah’in ve Rasulünün getirdiklerine karsi
geldiklerinin ve böylece de delalete düstüklerinin farkindamidirlar?
Ehl-i sünnet ve’l cemaat Allah Azze ve Celle’nin arsin üzerinde olduguna
ve arsin da gökte olduguna iman ederler. Allah’in, gökte ki arsin üzerine
istiva ettigini belirten birçok ayetler ve sahih hadisler vardir:
Allah Azze ve Celle’nin gökte olduguna delalet eden ‘Kur’an Ayetleri’
“Allah semadan bütün dünya islerini idare eder. Sonra ameller bir günde
O’na yükselir…”[6]Secde, 5
“Göktekinin sizi yere geçirmesinden emin mi oldunuz?”[7]Mülk, 16
“Yoksa semada olanin üzerinize tas yagdiran bir rüzgar göndermesinden
emin mi oldunuz?..[8] Mülk, 17
“Üstlerindeki Rablerinden korkarlar…”[9] Nahl, 50
“Firavun, veziri olan Haman’a söyle dedi: Ey Haman! Bana yüksek bir kule
yap, belki bazi yollara muttali olurum. Göklerin yoluna muttali olurum da,
Musa’nin Ilahini görürüm. Çünkü ben Musa’nin söylediginin, yani davet
ettigi semada ki Ilah iddiasinin yalan oldugunu
zannediyorum.”[10]Mu’min, 36/37
Allah Azze ve Celle’nin gökte olduguna delalet eden ‘Hadisler’ Peygamber
Sallallahu Aleyhi Ve Sellem cariye’ye: “Allah nerede” diye sormus, o:
Semadadir, diye cevap vermis. Bu sefer: “Ben kimim?” diye sormus, yine
cariye: “Sen Allah’in Rasulüsün,” deyince, Peygamber Sallallahu Aleyhi Ve
Sellem: “Sen bunu azad et, çünkü o mü’min birisidir,”
demistir.[11]Müslim, Ebu Davud, Nesai, Malik, Ebu Hanife ve baskalari
rivayet etmislerdir. (Allah’in semada oldugunu söyleyen cariyenin Allah
Rasulü Sallallahu Aleyhi Vessellem tarafindan mü’min ilan edilmesi, kisinin
mü’min olabilmesi için Allah’in semada oldugunu bilmesinin gerektigini
teskil eder.)
Rasulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem buyurdu ki: “Merhametli olanlara,
Rahman olan Allah’u Azze ve Celle’de merhamet eder. Dünya ehline
merhamet edin ki: semada ki Rahman olan Allah’da size merhamet
etsin.”[12]Ebu Davud, Tirmizi, Ahmed, Humeyd Hakim ve Hatib sahih bir
senedle rivayet etmislerdir
Yine Peygamber Sallallahu Aleyhi Ve Sellem söyle buyurmaktadir:
“Semada bulunan Allah’in emini oldugum halde bana güvenmez
misiniz?”[13]Buhari ve Müslim
Bundan sonra ki yazilanlar yorumsuz ve eklemeler yapilmadan Allah Rasulü
Sallallahu Aleyhi Ve Sellem’in faziletlerinden bahsettigi ve süphesiz Islam
dinini herkesten daha iyi bilen ilk üç neslin akideleridir (inançlaridir).
Rasulullah Sallallahu Aleyhi Ve Sellem söyle buyuruyorlar: “Insanlarin en
hayirlisi benim çagdaslarimdir. Sonra onlardan sonra gelenler, sonra
onlardan sonra gelenler.”[[14] Buhari ve Müslim Bu nesiller Allah’i Kur’an
ve sünnette gelmis sifatlarla bilip, tanidilar. Allah’i, Allah’in kendi zatini
ve Rasulünün O’nu nitelendirdigi sifatlarla nitelendirdiler. Lafizlari
kullandiklari gerçek anlamlarindan saptirma yoluna gitmediler. O’nu isim
ve ayetlerinde ilhada[15]
Ilhad: Haktan meyletmek ve sapmak demektir. Ta’til, tahrif, tekyif
(keyfiyetlendirme), temsil (örneklendirme), ve tesbih (benzetme) de
bunun kapsamina girer.
Ta’til; Allah’in sifatlarini kabul etmemek, yahut bazilarini kabul edip geri
kalanini kabul etmemek demektir.
Tahrif; nassi lafzen ya da mana itibariyle degisiklige ugratip onu zahir
(kuvvetli) anlamindan uzaklastirip, ancak zayif bir ihtimal ile lafzin
delalet ettigi bir manaya göre açiklamaktir. Buna göre her tahrif bir ta’til,
fakat her ta’til bir tahrif degildir.
Tekyif; Allah’in sifatlarinin, yaratilmislar tarafindan bilinmeyen nasilligi
hakkinda yorum yürütmektir.
Temsil; Birseyin digeri ile her yönden benzer olusunu söz konusu ederek
ayniligini ortaya koymak demektir.
Tesbih; Bir seye bazi yönleriyle benzeyen baska seyin varligini kabul
etmek demektir.
sapmadilar. Yüce Allah’in yedi semavat’in üstünde ve yarattiklarindan ayri
olarak Arsin üzerinde istiva ettigine, ilmiyle herseyi kusattigina ve
keyfiyet nisbeti olmaksizin inandilar. Kur’an’da geçen ‘istiva”ya ‘istila
etti’ yahut ‘malik oldu’ yahut ‘galib geldi ve kahretti’ anlamlari kesinlikle
vermediler.
Allah Azze ve Celle’nin gökte olduguna delalet eden ‘Sahabe’ kavilleri
Abdullah ibni Mes’ud radiyallahu anh’dan, söyle dedi:
“Dünya semasi ile ondan sonra ki gelen semanin arasi besyüz senedir.Her
iki semanin arasi böylece besyüz senedir. Yedinci sema ile Kürsinin arasi
da besyüz senedir. Kürsi ile suyun arasi da besyüz senedir. Ars ise suyun
üstündedir. Arsin üstünde de Allah’u Tebareke ve Teala vardir. Sizin
mesgul oldugunuz amelleri oradan bilir.”[16]Bu eseri Ebu Said ed- Darimi
er Reddu alel Cehmiyye nam kitabinda Inbi Huzeyme Tevhid’de ve beyhaki
Esma’da sahih bir senedle rivayet etmislerdir.
Abdullah ibni Ömer radiyallahu anh’den, söyle dedi:
“…Ebu Bekir radiyallahu anh Müslümanlara hitaben bir hutbe irad ederek
söyle dedi: Ey insanlar! Eger ibadet ettiginiz ilah Muhammed idiyse, o
öldü. Eger ibadet ettiginiz ilah semada ki Allah idiyse, O
ölmemistir...”[17]Bu eseri Ebu Said ed-Darimi er-Reddu ale’l Cehmiye
nam kitabinda hasen bir senedle rivayet etmistir.
Abdullah ibnu Selam radiyallahu anh’ dan, söyle dedi:
“Allah Azze ve Celle yer yüzünü yaratmaya baslayip, pazar ve pazartesi
günü yedi kat yeri yaratti. Sali ve çarsamba günüde onun maisetini takdir
etti. Sonra da semaya istiva etti ve iki günde de semalari yaratti.[18] Bu
eseri Ibnu Mendeh Tevhid’de sahih bir senedle rivayet etmistir. Zehebi de
Uluv’da zikretmistir.
Allah Azze ve Celle’nin gökte olduguna delalet eden ‘Dört Mezheb
Imamlarinin’ kavilleri Imam Ebu Hanife Rahmetullahi Aleyh söyle
buyurmustur:
“Her kim: ‘Rabbim gökte mi yoksa yerde midir? bilmiyorum’ derse kafir
olmustur. Ayni sekilde: ‘O, arsinin üzerindedir. Fakat ars gökte midir,
yerde midir bilmiyorum’ diyen kimse de kafir olmustur.”[19] El-Fikhu’l
Ebsat
“Arsin semada oldugunu inkar ettimi sübhesiz ki o kafir olur.” [20] Bu
eseri Zehebi Uluv’da zikretmistir.“Allahu Teala göktedir, yerde degil”[21]
el-Esma ve’s-Sifat
Kendisi “kulluk ettigin ilah’in nerededir?” diye soran kadina: “Allah’u
Subhanehu ve Teala semada’dir, yerde degildir”, cevabini verdi.[22] el-
Esma ve’s-Sifat
Imam Safii Rahmetullahi Aleyh söyle buyurmustur:
“Imam’i Malik, Süfyan ve daha onlardan baska Ehli Sünnet önderlerinden
gördügüm ve benim de üzerinde oldugum hak olan kavil sudur; Allah’dan
baska ilah olmadigina ve Muhammed -sallallahu aleyhi vessellem-’in
Allah’in Rasulü olduguna sehadet edip, ve Allah’u Azze ve Celle’nin de
semasinda arsinin üzerinde oldugunu, istedigi gibi kullarina yaklasip ve
istedigi gibi de dünya semasina indigini ikrar etmektir.”
[23] Bu eseri Zehebi Uluv’da tahric etmistir.
Imam Malik Rahmetullahi Aleyh söyle buyurmustur:
“Allah semadadir. Ilmi ise her yerde’, derdi.”
[24] Ebu Davud, Mesaili’l –Imam Ahmed, Sünne, Ibn-i Abdilber Temhid
Imam Ahmed ibnu Hanbel Rahmetullahi Aleyh söyle buyurmustur:
“Ebu Abdullah’a (yani Ahmed ibnu Hanbel’e) denildi ki: ‘Allah’u Azze ve
Celle, yarattiklarindan ayri olarak kudreti ve ilmi ile her yerde oldugu
halde yedi kat semanin üzerindemidir?’ Ahmed ibnu Hanbel’de cevaben
söyle dedi:‘Evet, Allah’u Azze ve Celle arsinin üzerindedir, hiç bir seyde
ilminden gizli degildir.”[25] Bu eseri Hallal es-Sünen’de rivayet etmistir.
Süpheciye cevap
Ehl-i sünnet ve’l cemaat’in Allah’in gökte ki arsinin üzerine istiva ettigine
iman ettiklerini delilleriyle ispatladik.
Fakat bazilari bunca delillere ragmen süphelerini bizlere su ayetlerle
sunabilirler:
“Nerede olursaniz, O sizinle beraberdir.” [26] Hadid, 4“Tasalanma, süphe
yok ki O bizimle beraberdir.”[ 27] Tevbe, 40“Bir de sabredin. Süphesiz
Allah sabredenlerle beraberdir.”[28] Enfal, 46
Bu ayetleri onlar, Allah’in heryerde oldugunu ispatlamak için delil olarak
getirirler. Bu ayetlerde asil kastedilen beraberlik ve yakinlik, Allah’in ilmi
ve kusaticiligi ile yakinligidir. Nitekim Allah’u Teala söyle
buyurmaktadir:“Andolsun ki Biz insani yarattik. Nefsinin ona ne vesveseler
vermekte oldugunu da biliriz. Zaten Biz ona sahdamarindan aha
yakiniz.”[29]Kaf, 16 Böylelikle Kur’an ve hadislerde sözkonusu edilmis
yüce Allah’in yakinligi, beraberligi ile yine bunlarda sözkonusu edilen
Allah’in yukarida yani gökte olusunu belirten buyruklar arasinda herhangi
bir aykiriligin bulunmadigi açikça ortaya çikmis olmaktadir.
Bütün bunlar sani yüce Allah’a yakisan sekilde Allah’in sifatlaridir. Hiç
birisinde O’nun benzeri hiçbir sey yoktur. Allah’u Azze ve Celle söyle
buyurmaktadir: : “O’nun benzeri hiçbir sey yoktur ve o herseyi isitendir,
görendir,”
Ehl-i sünnet ve’l cemaat büyüklerinin ‘Allah’in beraberligi’ hakkinda ki
inançlari:
Imam Ebu Hanife Rahmetullahi Aleyh söyle buyurmustur:
“Allah Teala göktedir, yerde degil.” Ona “O bizimle beraberdir” (Hadid,
4) ayetini hatirlatan adama; “Bu, senin bir adama mektup yazip onunla
beraber oldugunu söylemen gibidir. Halbuki sen onun yaninda degilsin.”
dedi.30] el-Esma ve’s-Sifat
Imam Malik Rahmetullahi Aleyh söyle buyurmustur:
“Allah semadadir. Ilmi ise her yerdedir, ilminden de hiç bir sey gizli
kalamaz.”
[31] Bu eseri Ebu Davud Mesaili’l’de, Abdullah er-Reddu Ale’l –
Cehmiyye’de ve Aciri Seria da rivayet etmislerdir.
Imam Ahmed ibnu Hanbel Rahmetullahi Aleyh söyle buyurmustur:
“Ebu Abdullah’a (yani Ahmed ibnu Hanbel’e) denildi ki: ‘Allah’u Azze ve
Celle, yarattiklarindan ayri olarak kudreti ve ilmi ile her yerde oldugu
halde yedi kat semanin üzerindemidir?’
Ahmed ibnu Hanbel’de cevaben söyle dedi:‘Evet, Allah’u Azze ve Celle
arsinin üzerindedir, hiç bir seyde ilminden gizli degildir. ”[32] Bu eseri
Hallal es-Sünen’de rivayet etmistir.
Yine Imam Ahmed ibnu Hanbel Rahmetullahi Aleyh’den:
…Ve sonra (Kaf) suresinden okudu;“Nefsinin ona ne vesveseler vermekte
oldugunu da biliriz. Zaten Biz ona sahdamarindan daha yakiniz” (Kaf, 16).
Ve sonra söyle dedi: “Ilmi onlarla beraberdir.”[33] Bu eseri Hallal es-
Sünnen’de rivayet etmistir.
Mukatil ibnu Hayyan’dan, su ayet’i kerime hakkinda soruldu: “Herhangi bir
üç sirdasin, bir fisiltisi olmuyormu, mutlak Allah dördüncüleridir.”
Cevaben de: “O, arsinin üzerindedir. Ilmiyle de onlarla beraberdir,”
dedi.[34] Bu eseri Ebu Davud Mesailin’de, Ahmed Sünne’de ve Beyhaki
Esma’da rivayet etmislerdir.
Yüce Rabbimizden bu yazinin Müslümanlara yararli olmasini temenni
ediyoruz. Mevzumuza da Allah Azze ve Celle’nin su kavli ile son veriyoruz;
“Her kim ki, kendisine dogru yol apaçik belli olduktan sonra, Peygambere
aykiri harakette bulunur ve mü’minlerin yolundan baskasina uyar giderse,
onu döndügü sapiklikta birakiriz. Ahirette de kendisini Cehenneme koyariz
ki, o, ne kötü bir dönüs yeridir.”[35]Nisa, 15
Ve’l- hamdulillahi Rabbi’l- alemin.
***********************
Yararlanilan Kitaplar :
-Uluv Risalesi Ebu Said el-Yarbuzi
-Seyhu'l-Islam Ibn-Teymiyye'nin el-Akidetü'l-Vasitiyye ve serhi Prof. Dr.
Halil Herras
-Ehl-i Sünnet Ve'l Cemaat Selefi Salihin Akidesi Abdullah b. Abdülhamid el-
Eseri