Peygamber Efendimiz (sav)'in yürüyüş şekli
Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor:
"Ben Resulullah Efendimizden daha güzel birisini görmedim; sanki güneş, onun mübarek yüzünde devrediyor gibiydi Peygamber Efendimiz (sav)'den daha hızlı yürüyen birisini de görmedim; yürürken adeta yeryüzü ayakları altında dürülürdü Bizler, arkalarından giderken, geri kalmamak için büyük çaba harcardık (Et-Tirmizi İmam Ebu İ'sa Muhammed, Şemail-i Şerife, 1 cilt, Hilal Yayınları, Ankara, 1976, s157) "
Hz Ali'nin torunlarından İbrahim b Muhammed (ra), "Dedem Hz Ali, Resulullah Efendimizi tanıtırken şöyle derdi: "Resulullah Efendimiz, yürürken, adeta yokuş aşağı inercesine, ayaklarını sertçe kaldırırlardı" (Et-Tirmizi İmam Ebu İ'sa Muhammed, Şemail-i Şerife, 1 cilt, Hilal Yayınları, Ankara, 1976, s158) diyerek, Peygamberimiz (sav)'in rahat bir yürüyüşü olduğunu belirtmiştir
Hz Yezid İbni Mirsad (ra) ise şöyle demiştir:
"Yürüdüğü zaman vakarlı fakat hızlı giderdi Yanındakiler ona yetişemezdi (GAhmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 2 cilt, Gonca Yayınevi, İstanbul, 1997, 541/1) "
Hz Ebu Atabe (ra)'den:
"Yürürken kuvvetli adımlarla yürürdü (GAhmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 2 cilt, Gonca Yayınevi, İstanbul, 1997, 541/2) "
" Yürürken, ayaklarını yerden biraz kaldırıp önlerine hafif eğilerek yürürlerdi Ayaklarını ses çıkarıp toz kaldıracak şekilde yere sert vurmazlar; adımlarını uzun ve seri atmakla birlikte sukunet ve vekar üzere yürürlerdi Yürürken, sanki meyilli ve engebeli bir yerden iniyor görünümünü arzederdi Bir tarafa dönüp baktıklarında, bütün vücudları ile birlikte dönerlerdi Rastgele sağa sola bakmazlardı Yere bakışları, göğe bakışlarından daha çoktu Çoğunlukla göz ucu ile bakarlardı Ashabı ile birlikte yürürken, onları öne geçirir kendileri arkada yürürlerdi Yolda karşılaştığı kimselere, onlardan önce hemen selam verirdi (Tirmizı'nin Şemail isimli kitabının tercümesinden; Prof Dr Ali Yardım, Peygamberimiz (sav)'in Şemaili, Damla Yayınevi, 3 Baskı, İstanbul, 1998, s 66-67) "
"Hep harekatı mutedil idi Bir yere azimetinde (Yola çıkmak, gitmek) acele ve sağ ve sola meyletmeyip, kemal-i vekar (ağırbaşlılığın olgunluğu) ile doğru yoluna gider ve fakat sür'at (hızlı) ve sühulet (kolaylıkla) ile yürür idi Şöyle ki; adeta yürür gibi görünür, lakin yanında gidenler, sür'at ile yürüdükleri halde geri kalırlar idi (Ahmed Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya, IV Cüz, Kanaat Matbaası, İstanbul 1331, s 364-365; Prof Dr Ali Yardım, Peygamberimiz (sav)'in Şemaili, Damla Yayınevi, 3 Baskı, İstanbul, 1998, s 51) "
Bkz Hz Peygamber’in Şemaili, Prof Dr İbrahim Bayraktar
Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor:
"Ben Resulullah Efendimizden daha güzel birisini görmedim; sanki güneş, onun mübarek yüzünde devrediyor gibiydi Peygamber Efendimiz (sav)'den daha hızlı yürüyen birisini de görmedim; yürürken adeta yeryüzü ayakları altında dürülürdü Bizler, arkalarından giderken, geri kalmamak için büyük çaba harcardık (Et-Tirmizi İmam Ebu İ'sa Muhammed, Şemail-i Şerife, 1 cilt, Hilal Yayınları, Ankara, 1976, s157) "
Hz Ali'nin torunlarından İbrahim b Muhammed (ra), "Dedem Hz Ali, Resulullah Efendimizi tanıtırken şöyle derdi: "Resulullah Efendimiz, yürürken, adeta yokuş aşağı inercesine, ayaklarını sertçe kaldırırlardı" (Et-Tirmizi İmam Ebu İ'sa Muhammed, Şemail-i Şerife, 1 cilt, Hilal Yayınları, Ankara, 1976, s158) diyerek, Peygamberimiz (sav)'in rahat bir yürüyüşü olduğunu belirtmiştir
Hz Yezid İbni Mirsad (ra) ise şöyle demiştir:
"Yürüdüğü zaman vakarlı fakat hızlı giderdi Yanındakiler ona yetişemezdi (GAhmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 2 cilt, Gonca Yayınevi, İstanbul, 1997, 541/1) "
Hz Ebu Atabe (ra)'den:
"Yürürken kuvvetli adımlarla yürürdü (GAhmed Ziyaüddin, Ramuz El Hadis, 2 cilt, Gonca Yayınevi, İstanbul, 1997, 541/2) "
" Yürürken, ayaklarını yerden biraz kaldırıp önlerine hafif eğilerek yürürlerdi Ayaklarını ses çıkarıp toz kaldıracak şekilde yere sert vurmazlar; adımlarını uzun ve seri atmakla birlikte sukunet ve vekar üzere yürürlerdi Yürürken, sanki meyilli ve engebeli bir yerden iniyor görünümünü arzederdi Bir tarafa dönüp baktıklarında, bütün vücudları ile birlikte dönerlerdi Rastgele sağa sola bakmazlardı Yere bakışları, göğe bakışlarından daha çoktu Çoğunlukla göz ucu ile bakarlardı Ashabı ile birlikte yürürken, onları öne geçirir kendileri arkada yürürlerdi Yolda karşılaştığı kimselere, onlardan önce hemen selam verirdi (Tirmizı'nin Şemail isimli kitabının tercümesinden; Prof Dr Ali Yardım, Peygamberimiz (sav)'in Şemaili, Damla Yayınevi, 3 Baskı, İstanbul, 1998, s 66-67) "
"Hep harekatı mutedil idi Bir yere azimetinde (Yola çıkmak, gitmek) acele ve sağ ve sola meyletmeyip, kemal-i vekar (ağırbaşlılığın olgunluğu) ile doğru yoluna gider ve fakat sür'at (hızlı) ve sühulet (kolaylıkla) ile yürür idi Şöyle ki; adeta yürür gibi görünür, lakin yanında gidenler, sür'at ile yürüdükleri halde geri kalırlar idi (Ahmed Cevdet Paşa, Kısas-ı Enbiya, IV Cüz, Kanaat Matbaası, İstanbul 1331, s 364-365; Prof Dr Ali Yardım, Peygamberimiz (sav)'in Şemaili, Damla Yayınevi, 3 Baskı, İstanbul, 1998, s 51) "
Bkz Hz Peygamber’in Şemaili, Prof Dr İbrahim Bayraktar