Mesaj Sayısı : 92 Rep Gücü : 164 Reputation : 1 Kayıt tarihi : 07/06/10 Yaş : 41 Nerden : Dünyadan
1) 'İnsanlar dünya malı için dinlerini satacaklar' Enes İbn Malik radıyallahu anh'dan rivayet edildiğine göre Resulullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Kıyamet öncesinde karanlık geceler gibi fitneler olacaktır. O günlerde kişi Mümin olarak sabahlayacak kâfir olarak akşamlayacak. Mümin olarak akşamlayacak kâfir olarak sabahlayacak. İnsanlar dünya varlığı karşılığında dinlerini satacaklar" [Tirmizi]
2) 'Öldürmeler çoğalacak' Abdullah İbn Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: Resulullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "Kıyamet öncesinde öyle günler gelecek ki, o günlerde ilim kalkacak, cahillik yaygınlaşacak, ölüm çoğalacak" [Buhari, Müslim]
3) 'İnsanlar, seviyesiz kimselerin sözlerini dinleyecek' Ebu Hureyre radıyallahu anh'ın rivayet ettiğine göre Resulullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: "İnsanların üzerine aldatıcı yıllar gelecek. O yıllarda.
Mesaj Sayısı : 269 Rep Gücü : 459 Reputation : 3 Kayıt tarihi : 16/05/10
Ebu Hureyre (ra)`nın rivayet ettiğine göre Resulullah (sav) şöyle buyurdular: `İnsanların üzerine aldatıcı yıllar gelecek. O yıllarda yalancı doğru kabul edilecek, doğru olan da yalanlanacak. Hain güvenilir kabul edilecek, emin olanlar da hıyanet edecekler. O günlerde rüvaybızın sözü olacak. `Ruvaybız nedir ya Resulullah?` dediler.
Buyurdu ki: `İnsanların yönetiminde seviyesiz kimselerin sözünün dinlenilmesidir` (Ahmet, Müstedrek)
Sevban (ra)`ın rivayet ettiğine göre Resulullah (sav) efendimiz şöyle buyurdular: Oburların sofraya üşüştüğü gibi, milletlerin sizin üzerinize üşüşeceği gün vardır! Birisi dedi ki: O gün azınlık olacağımızdan dolayı mı? Buyurdular ki: Bilakis o gün siz çok olacaksınız. Ancak, suyun üzerindeki çerçöp gibi... Allah, düşmanlarınızın göğsünden size karşı saygınlığı çekip alacak! Ve Allah sizin kalbinize Vehn atacak! `Vehn nedir ya Resulullah?` dediler. Buyurdular ki: Dünya sevgisi ve ölümden korku! (Ebu Davud)
Mesaj Sayısı : 362 Rep Gücü : 736 Reputation : 3 Kayıt tarihi : 15/05/10 Nerden : Elest Meclisi
şu iki hadisi özellikle son hadisi her okudugumda -neden biz böyleyiz -neden eziliyoruz -dagınıgız geri kaldık-- diyenlerin hiç ilim sahibi olmadıklarını anlıyorum. oysa resullah sas. sahabesini uyardıgı gibi ümmetinin ahirini de uyarmış. eksik ve hatalarının ne oldugunu bildirmiş, müslümanların birinci problemi şu ibretlik hadisleri görecek kadar ilim taleblerinin olmayışı ve şu iki hadisdeki uyarıları önemsememeleri.
ilim talebi ile ilgili ibni abdulvehhab hz.lerinin şu paragraflarını nekletmek isterim:
(Ey Müslüman!) Allah sana rahmeti ile muamele etsin. Bilmen gereken dört önemli mesele vardır. Bunlar: Birincisi: İlim (Öğrenilmesi gereken gerçek ilim) Allah'ı, Peygamberini, ve İslam dinini delilleri ile bilme zorunluluğudur. İkincisi: Bu öğrenilen ilim ile gereğine göre amel etmek. Üçüncüsü: Bu ilmi öğrenmeye insanlığı davet etmek. Dördüncüsü: Bu davet esnasında karşılaşılacak zorluklara, sıkıntılara sabretmektir.
Bu meselelere delil ise Allah-u Teala'nın şu ayetidir:"Yarattığı her canlıya, dünya ve ahirette Rahman ismiyle, mümin kullarına ise ahirette Rahim ismiyle rahmet eden Allah'ın adı ile. Asra yemin olsun ki (Asr: Çağ, ikindi vakti, uzun bir zaman manasına gelir.) İnsanlık hüsrandadır. Ancak iman edenler, salih amel işleyenler, ve birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler bundan müstesnadır." (Asr Suresi: 1-3. ayetler)
İmam Şafii (Allah ona rahmet etsin) bu sure hakkında: " Eğer Allah-u Teala yarattıklarına bu sureden başka bir hüccet indirmemiş olsaydı, yinede onlara hüccet olarak yeterdi" diye buyurmuştur.
Ve İmam Buhari (Allah ona rahmet etsin) de şöyle geçmektedir: "İlim, söz ve amelden önce gelir konusu." Buna delil olarak Allah-u Teala şöyle buyurmuştur: "(Ey Muhammed) Bil ki Allah'tan başka hakkı ile ibadet edilecek bir mabud yoktur.Ve günahların için (Allah'tan) mağfiret dile" (Muhammed Suresi: 19) Allah-u Teala ayette ilime, söz ve amelden önce başlamıştır.
Bil ki Ey Müslüman! - Allah sana rahmet etsin - her Müslüman kadın ve erkeğin şu üç hususu bilmesi gerekir:
Birincisi: Muhakkak ki bizi yaratan, rızıklandıran Allah'tır. Ve o Allah bizi başı boş bırakmamış, bir Peygamber (terbiye eden) göndermiştir. Kim bu Peygambere uyar, ona tabi olursa cennete girer. Bu konuya delil ise, Allah'ın şu sözleridir. "(Ey İnsanlar!) Muhakkak ki biz Firavun'a peygamber gönderdiğimiz gibi size de yaptıklarınıza şahitlik etsin diye bir peygamber gönderdik. Firavun gönderdiğimiz peygambere asi olmuştu da bizde onu çok şiddetli ve ağır bir biçimde yakalamıştık." (Müzzemmil Suresi: 15-16. ayetler)
İkincisi: Allah hiç bir şekilde yapılan ibadetlerde kendisine ortak koşulmasına razı olmaz. Ortak koşulan bir melek yada peygamber olması durumu değiştirmez. Buna delil ise Allah-u Teala'nın şu sözüdür. Muhakkak ki mescitler Allah'a mahsustur. Allah'la beraber başka bir kimseye dua etmeyin. (yani hacetinizi istemeyin, ibadet yapmayın) (Cin Süresi: 18. ayet)
Üçüncüsü: Muhakkak ki kim Peygambere itaat eder, Allah'ı birler, ona ortak koşmazsa, onun en yakını dahi olsa Allah'a ve Peygamberine düşmanlık edeni, dost edinmesi caiz değildir. Buna delil ise Allah'u Teala'nın şu sözüdür: "Allah'a ve Ahiret gününe iman eden, hiç bir kavmi; babaları, evlatları, kardeşleri ve akrabaları dahi olsa, Allah'a ve Resulüne düşmanlık edene sevgi besler bir vaziyette bulamazsın. İşte onlar Allah'ın kalplerine imanı yazdığı ve kendinden bir ruh ile destek verdiği kimselerdir. Allah o kimseleri altlarından ırmaklar akan içlerinde ebedi kalacakları cennetlere girdirecektir. Allah onlardan, onlarda Allah'tan razı olmuşlardır. İşte o kimseler Allah'ın hizbini (grup, taraftar) oluştururlar. Allah'ın taraftarları, işte onlar felah ehlidirler." (Mücadele Suresi: 22. ayet)
Bil ki Ey Müslüman! - Allah seni ona itaate yöneltsin - İbrahim (aleyhisselamın)'in dini olan hanifiyyelik (batıldan hakka doğru yönelmek) sadece Allah'a, tek olarak ona ibadet etmek, ihlaslı olmak demektir. Allah bütün insanlığa bunu emretmiş, bu şekilde ibadet etmelerini istemiştir. Çünkü insanlığı bunun için yaratmıştır. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Muhakkak ki ben insanları ve cinleri ancak bana ibadet etsinler diye yarattım. (Yaratılmalarında ki tek gaye sadece Allah'a ibadet etmeleridir)" (Zariyat Suresi 56. ayet)
"Bana ibadet etsinler" sözünden maksat; Allah-u Teala'yı birlemektir. Bu, Allah'ın insanlığa en büyük emri olan tevhiddir. Tevhid Allah'ı bütün ibadet çeşitlerinde birlemektir. Allah'ın insanlığa en büyük yasağı ise ona şirk koşmaktır. Şirk ise; Allah'la beraber başka bir şeye ibadette, itaatte bulunmaktır. Buna delil ise Allah-u Teala'nın şu sözüdür: "Allah'a ibadet edin, ona her hangi bir şeyi ortak koşmayın" (Nisa Suresi 36 ayet)
Eğer birisi size insanın üzerine öğrenmesi gerekli olan üç temel esas nedir diye sorarsa, vereceğin cevap şu olsun: Kulun rabbini, dinini, ve peygamberi olan Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)'i bilmesi, tanıması ve öğrenmesidir.
işte müslümanların bu çağda içine girdikleri girdabın en büyük sebebi ilim talebinin olmaması. kimse islami ilimleri öğrenmek istemiyor. ilim talebi insanlarda olsa şu makaledeki esaslar takip edilse müslümanlar böyle olmayacak.
Mesaj Sayısı : 269 Rep Gücü : 459 Reputation : 3 Kayıt tarihi : 16/05/10
İnş ilim sahibi olan ve sahip olduğu ilmi tüm hayatında uygulayan nesiller yetiştiririz. İslami ilimleri öğrenenlerde sanki öğrendikleri genel kültür bilgileriymiş gibi davranıyorlar.Bilgi var ama yaşama yok. Muhammed Kutup çok güzel ifade etmiş,Allah'ın rahmeti üzerine olsun. '' Evvelki müslümanlar İslamı nasıl anlamışlardı? Ve biz onu ne şekilde anlamalıyız? Şüphesiz onların İslamı idrakleri bizim anlayışımız gibi değildi.Çünkü bugünkü anlayışımıza göre İslam,pratik hayatımızın dışında ifa etmek mecburiyetinde olduğumuz bir takım ibadetler manzumesinden ibarettir.Böyle olunca,insan,ibadet sırasında tam bir içtenlikle Allah'a dönebilir,bununla beraber hayatın icablarından herhangi birini yerine getirmek üzere,sonra da yüzünü tekrar başka bir cihete çevirebilir. Peygamberin,sahabilerin ve onlara tabi olanların anladığı İslama gelince; o, nefsin bütünüyle Allah'a teslim olması demektir.Onların anladığı manada,insan bütün varlığını Allah'a tevcih etmeli,düşünceleri ve pratik hayatı ilahi nizama uygun düşmeli idi. O devrin müslümanları ''La ilahe illallah.Muhammeden Resulullah'' cümlesini,pratik hayatta önemi olmayan,kalbin derinliklerinde nüfuz ederek yerleşme imkanı bulamayan,yahut da sadece dudakların arasından çıkan basit bir söz olarak mütalea etmemekteydi.''