Bir türk(veya istanbul) okuyuşudur aldı başını gidiyor.
Diyanette de tek tük muhalif olan olsa da buna ciddi anlamda çanak tutuluyor malesef.
Meseleye neresinden baksak elle tutulur bir tarafı yok aslında fakat buna rağmen belli çevreler ısrarlı bir dayatma içerisindeler.
Meselenin gelişimi şu ki: Kur'anın nasıl okunduğunu en iyi şekilde bilebilecek olan sahabiler dünyanın her tarafına dağılıyorlar ve dünyanın her tarafında insanlara kuranı öğretiyorlar, anlatıyorlar ve yaşatıyorlar.
Daha sonra gelenler onlardan öğreniyor ve bu iş böylece devam ediyor ta ki bize kadar.
Yani bir anlamda tevatür yoluyla bu okuma şekli günümüze kadar geliyor hatta mekke ve medinede 1400 yıldır hemen hemen zamanın hiç bir diliminde namaz kılınmadığı ve kuran okunmadığı vaki değil dolayısıyla mekke ve medinede bu okuma şeklinin bozulma olasılığı çok zayıf ve dünyanın başka taraflarındaki müslümanların okuyuşlarının da buralardakinin aynısı olması bu okuyuşun en doğru okuyuş olduğunu gösterir kanaatindeyim.
Diğer taraftan orta doğunun arap olması dolayısıyla arapçaya vakıf olmaları yani kendi dilleri olması yönüyle arap dilini ve arapça olan kuranı daha iyi bilmeleri olması gereken bir sonuçtur.
Ve en önemlisi peygamber(as)'in bu konuda hadisinin olması bu konuda daha hassas davranma gerekliliğimizi ortaya koymuştur:
”Kur'ân'ı Arabın ona özel nağmesiyle (lahn) ve sesiyle okuyun, aşıkların fısk ehlinin ve Yahudilerle Hiristiyanların nağmeleriyle okumayın. Benden sonra bir takım insanlar gelecek, Kur'ân'ı türkü gibi dalgalı ve ölü ağıtı gibi okuyacaklar. Kur'ân onların gırtlaklarını öte geçmez. Onların da, onların bu halini beğenenlerin de kalpleri saptırılmıştır." Kurtubî, I/17; Et-Tizkâr Fî-Efdalil-ezkâr,130.
Bütün bunların doğal sonucu olarak şunu demek istiyorum sadece Türkiyede şahid olduğumuz bu okuma şekli ciddi anlamda kusurludur yanlıştır.Çünkü tı harfine dat, dat harfine zı,u'yu ü diye çıkarmak kabullenilecek bir hata değildir. Şunu da söylemek gerekir bir çok kişinin böyle okuması da bu okuyuşun doğruluğunu göstermez.
Diyanet on yıllardır ısrar ettiği bir hatasından yakın zamanda döndü temennim o dur ki bu hatasından da yakın zamanda döner ve dünyanın diğer tarafındaki müslüman kardeşlerimizle bir ihtilafımız daha ortadan kalkar.
Diyanet Kuran hattıyla ilgili bir karar aldı:Kuran hattı diğer ortadoğudaki kuran hatları gibi basılacak bundan böyle.
ihtilafın sebebinin biz olduğumuz arap hattının esaslı hat olduğu vs konuları üzerinde epey tartışma sonucunda böyle bir sonuç çıktı.
İfadenin başına dönecek olursak hiçbir ilmi, mantıki, tarihsel alt yapısı olmamasına rağmen bu okuyuşta ısrar etmek olsa olsa milliyetçilik yapmaktır diye düşünüyorum.
Diyanette de tek tük muhalif olan olsa da buna ciddi anlamda çanak tutuluyor malesef.
Meseleye neresinden baksak elle tutulur bir tarafı yok aslında fakat buna rağmen belli çevreler ısrarlı bir dayatma içerisindeler.
Meselenin gelişimi şu ki: Kur'anın nasıl okunduğunu en iyi şekilde bilebilecek olan sahabiler dünyanın her tarafına dağılıyorlar ve dünyanın her tarafında insanlara kuranı öğretiyorlar, anlatıyorlar ve yaşatıyorlar.
Daha sonra gelenler onlardan öğreniyor ve bu iş böylece devam ediyor ta ki bize kadar.
Yani bir anlamda tevatür yoluyla bu okuma şekli günümüze kadar geliyor hatta mekke ve medinede 1400 yıldır hemen hemen zamanın hiç bir diliminde namaz kılınmadığı ve kuran okunmadığı vaki değil dolayısıyla mekke ve medinede bu okuma şeklinin bozulma olasılığı çok zayıf ve dünyanın başka taraflarındaki müslümanların okuyuşlarının da buralardakinin aynısı olması bu okuyuşun en doğru okuyuş olduğunu gösterir kanaatindeyim.
Diğer taraftan orta doğunun arap olması dolayısıyla arapçaya vakıf olmaları yani kendi dilleri olması yönüyle arap dilini ve arapça olan kuranı daha iyi bilmeleri olması gereken bir sonuçtur.
Ve en önemlisi peygamber(as)'in bu konuda hadisinin olması bu konuda daha hassas davranma gerekliliğimizi ortaya koymuştur:
”Kur'ân'ı Arabın ona özel nağmesiyle (lahn) ve sesiyle okuyun, aşıkların fısk ehlinin ve Yahudilerle Hiristiyanların nağmeleriyle okumayın. Benden sonra bir takım insanlar gelecek, Kur'ân'ı türkü gibi dalgalı ve ölü ağıtı gibi okuyacaklar. Kur'ân onların gırtlaklarını öte geçmez. Onların da, onların bu halini beğenenlerin de kalpleri saptırılmıştır." Kurtubî, I/17; Et-Tizkâr Fî-Efdalil-ezkâr,130.
Bütün bunların doğal sonucu olarak şunu demek istiyorum sadece Türkiyede şahid olduğumuz bu okuma şekli ciddi anlamda kusurludur yanlıştır.Çünkü tı harfine dat, dat harfine zı,u'yu ü diye çıkarmak kabullenilecek bir hata değildir. Şunu da söylemek gerekir bir çok kişinin böyle okuması da bu okuyuşun doğruluğunu göstermez.
Diyanet on yıllardır ısrar ettiği bir hatasından yakın zamanda döndü temennim o dur ki bu hatasından da yakın zamanda döner ve dünyanın diğer tarafındaki müslüman kardeşlerimizle bir ihtilafımız daha ortadan kalkar.
Diyanet Kuran hattıyla ilgili bir karar aldı:Kuran hattı diğer ortadoğudaki kuran hatları gibi basılacak bundan böyle.
ihtilafın sebebinin biz olduğumuz arap hattının esaslı hat olduğu vs konuları üzerinde epey tartışma sonucunda böyle bir sonuç çıktı.
İfadenin başına dönecek olursak hiçbir ilmi, mantıki, tarihsel alt yapısı olmamasına rağmen bu okuyuşta ısrar etmek olsa olsa milliyetçilik yapmaktır diye düşünüyorum.