Nebî ile Rasûl Arasındaki Fark
İlim adamları nebî ile rasûl arasında bir takım farkların varlığından söz etmişlerdir. Bu husustaki açıklamaların en güzeli şudur: Yüce Allah sema’dan kendisine haber verdiği kimseye, eğer başkasına tebliğ’de bulunmasını emretmişse o kişi hem nebî, hem rasûl’dür. Şâyet ona başkasına tebliğ etmesini emretmemiş ise o kimse nebî’dir, rasûl değildir. Buna göre rasûl, nebî’den daha özeldir. Her bir rasûl, bir nebî’dir. Fakat her bir nebî, rasûl değildir. Ancak risalet mahiyeti itibariyle daha genel kapsamlıdır. Nübüvvet, risaletin bir parçasıdır. Zira risalet, nübüvveti de diğer hususları da kapsamına alır. Ancak rasûl’lerin kapsamına nebî’ler ve diğerleri girmez. Hatta durum tam aksinedir. Buna göre risalet özü ve mahiyeti itibariyle daha geneldir, ona mazhar olan kimseler açısından ise daha özeldir.
Rasûller göndermek Yüce Allah’ın insanlara en büyük nimetlerindendir. Özellikle Muhammed -Sallallahu aleyhi vesellem-i göndermesi. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Andolsun ki Allah mü’minlere içlerinde kendilerinden âyetlerini okuyan, onları tertemiz eden, onlara Kitap ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulunmuştur. Halbuki daha önce onlar gerçekten apaçık bir sapıklık içinde idiler." (Âl-i İmran, 3/164); "Biz seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik." (el-Enbiya, 21/107)
İlim adamları nebî ile rasûl arasında bir takım farkların varlığından söz etmişlerdir. Bu husustaki açıklamaların en güzeli şudur: Yüce Allah sema’dan kendisine haber verdiği kimseye, eğer başkasına tebliğ’de bulunmasını emretmişse o kişi hem nebî, hem rasûl’dür. Şâyet ona başkasına tebliğ etmesini emretmemiş ise o kimse nebî’dir, rasûl değildir. Buna göre rasûl, nebî’den daha özeldir. Her bir rasûl, bir nebî’dir. Fakat her bir nebî, rasûl değildir. Ancak risalet mahiyeti itibariyle daha genel kapsamlıdır. Nübüvvet, risaletin bir parçasıdır. Zira risalet, nübüvveti de diğer hususları da kapsamına alır. Ancak rasûl’lerin kapsamına nebî’ler ve diğerleri girmez. Hatta durum tam aksinedir. Buna göre risalet özü ve mahiyeti itibariyle daha geneldir, ona mazhar olan kimseler açısından ise daha özeldir.
Rasûller göndermek Yüce Allah’ın insanlara en büyük nimetlerindendir. Özellikle Muhammed -Sallallahu aleyhi vesellem-i göndermesi. Nitekim Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: "Andolsun ki Allah mü’minlere içlerinde kendilerinden âyetlerini okuyan, onları tertemiz eden, onlara Kitap ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle büyük bir lütufta bulunmuştur. Halbuki daha önce onlar gerçekten apaçık bir sapıklık içinde idiler." (Âl-i İmran, 3/164); "Biz seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik." (el-Enbiya, 21/107)