Enes radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:“Cehennemliklerden olup da, dünyada en büyük nimetler
içinde yaşayan biri Mahşer Günü
getirilip cehenneme bir
kerecik daldırılır. Sonra da: Ey âdemoğlu! Şimdi söyle bakalım, dünyada yaşadığın sürece hayırlı bir gün
gördün mü, en küçük bir nimete kavuştun mu? diye
sorulur. O da: Hayır,
vallahi görmedim, ya Rab! Cehennem azabını tadınca, dünyanın bütün nimet ve
zevklerini unutuverdim,
der. Sonra cennetliklerden olup da, dünyada en
büyük sıkıntıları çeken biri getirilip cennete bir kere
daldırılır. Ona da: Ey
âdemoğlu! Sen dünyada herhangi bir yoksulluk gördün mü, hiç
sıkıntı çektin mi? diye sorulur. O kişi de:Hayır, vallahi hiçbir yoksulluk ve sıkıntı
görmedim, zorluk ve darlık çekmedim, ya Rab! Cennet nimetlerini tadınca, dünyanın bütün
acı ve ıstıraplarını unutuverdim, der. Cehennem azabı o kadar korkunç ve dehşetlidir ki, kişi oraya girer girmez
tüm gördüğü iyilik ve
rahatlıkları unutuverir. Cennet
nimetleri ise o kadar tatlı ve zevklidir ki, oraya giren de dünyadaki
tüm sıkıntılarını unutur.”
Müslim, Münâfikîn 55
Rasulullah’ın vefatı sırasında henüz çocuk denecek yaşta olan
Müstevrid bin Şeddâd radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:“Âhirete göre dünya hayatı, ancak sizden birinin parmağını denize daldırmasına benzer. Âhiret hayatı uçsuz bucaksız bir okyanus
kadar, dünya hayatı ise bu okyanusa bir parmak
batırıldığında o parmağa değen su kadardır.İnsan
parmağıyla denizden ne kadarcık su aldığına
bir baksın da, dünya
hayatının gelip geçici nimetlerinin, ahiretteki
sonsuz nimetlere oranla ne kadar az, ne kadar değersiz olduğunu anlasın.”Müslim, Cennet 55
Câbir radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre, Peygambersallallahu aleyhi ve sellem bir gün yanında Ashabıyla birlikte çarşıya uğramıştı. Küçük kulaklı bir oğlak
ölüsüne rastladı. Onun kulağından tutarak: Hanginiz bunu bir dirheme satın almak
ister? diye sordu. Ashab:
Daha ucuza bile olsa almayız. Çünkü o hiçbir işimize yaramaz,
dediler. Peygamberimiz:Peki, size bedava verilse onu ister
miydiniz? diye sordu.
Onlar da:Vallahi o diri bile
olsa kulaksız olduğu için kusurludur,
ölüsünü ne yapalım? diye cevap
verdiler. Bunun üzerine Peygamber:
Allah’a yemin olsun ki, işte şu
oğlak leşi sizce nasıl değersiz ise,
dünya hayatı Allah’a göre ondan daha değersizdir, buyurdu. Müslim, Zühd 2
içinde yaşayan biri Mahşer Günü
getirilip cehenneme bir
kerecik daldırılır. Sonra da: Ey âdemoğlu! Şimdi söyle bakalım, dünyada yaşadığın sürece hayırlı bir gün
gördün mü, en küçük bir nimete kavuştun mu? diye
sorulur. O da: Hayır,
vallahi görmedim, ya Rab! Cehennem azabını tadınca, dünyanın bütün nimet ve
zevklerini unutuverdim,
der. Sonra cennetliklerden olup da, dünyada en
büyük sıkıntıları çeken biri getirilip cennete bir kere
daldırılır. Ona da: Ey
âdemoğlu! Sen dünyada herhangi bir yoksulluk gördün mü, hiç
sıkıntı çektin mi? diye sorulur. O kişi de:Hayır, vallahi hiçbir yoksulluk ve sıkıntı
görmedim, zorluk ve darlık çekmedim, ya Rab! Cennet nimetlerini tadınca, dünyanın bütün
acı ve ıstıraplarını unutuverdim, der. Cehennem azabı o kadar korkunç ve dehşetlidir ki, kişi oraya girer girmez
tüm gördüğü iyilik ve
rahatlıkları unutuverir. Cennet
nimetleri ise o kadar tatlı ve zevklidir ki, oraya giren de dünyadaki
tüm sıkıntılarını unutur.”
Müslim, Münâfikîn 55
Rasulullah’ın vefatı sırasında henüz çocuk denecek yaşta olan
Müstevrid bin Şeddâd radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:“Âhirete göre dünya hayatı, ancak sizden birinin parmağını denize daldırmasına benzer. Âhiret hayatı uçsuz bucaksız bir okyanus
kadar, dünya hayatı ise bu okyanusa bir parmak
batırıldığında o parmağa değen su kadardır.İnsan
parmağıyla denizden ne kadarcık su aldığına
bir baksın da, dünya
hayatının gelip geçici nimetlerinin, ahiretteki
sonsuz nimetlere oranla ne kadar az, ne kadar değersiz olduğunu anlasın.”Müslim, Cennet 55
Câbir radıyallahu anh’dan rivayet edildiğine göre, Peygambersallallahu aleyhi ve sellem bir gün yanında Ashabıyla birlikte çarşıya uğramıştı. Küçük kulaklı bir oğlak
ölüsüne rastladı. Onun kulağından tutarak: Hanginiz bunu bir dirheme satın almak
ister? diye sordu. Ashab:
Daha ucuza bile olsa almayız. Çünkü o hiçbir işimize yaramaz,
dediler. Peygamberimiz:Peki, size bedava verilse onu ister
miydiniz? diye sordu.
Onlar da:Vallahi o diri bile
olsa kulaksız olduğu için kusurludur,
ölüsünü ne yapalım? diye cevap
verdiler. Bunun üzerine Peygamber:
Allah’a yemin olsun ki, işte şu
oğlak leşi sizce nasıl değersiz ise,
dünya hayatı Allah’a göre ondan daha değersizdir, buyurdu. Müslim, Zühd 2