anladım üstadım / yol / yolcu/anladım /ama işte görüyorsunuz/ bu yol böyle yürünmüyor / işte görüyorsunuz/ bazı yolculuklar yolcuyu yola getirmiyor/ yola kiminle çıktığımıza dikkat etmek gerekiyor / birlikte yola düştüğümüz adamlar bir türlü yola gelmiyor/ hayallerimiz yarı yolda kalıyor /işte görüyorsunuz üstadım/ yolcular yolunda gitmeyince işler de yolunda gitmiyor/ yoldaşların yolsuzluk yapması büyük felaketlere yol açıyor / yol boyunca beraber olduğumuz adamlar gönlümüzü yolgeçen hanı sanabiliyor / işte görüyorsunuz /kervan yolda düzülmüyor/yol yordam bilmeyen eşkiyalar yol kesiyor/ yol başında durup yolunu şaşıranlara yol göstermek lüzumu hasıl oluyor/ işte görüyorsunuz/ birlikte yola çıktığımız kişi yoldan çıkarsa yol yakınken bir yolunu bulup ona yol vermek gerekiyor/ evet / aşkın yoluna kurban olup nefisle yolları ayırmak icap ediyor / fakat asırlardır yolunu gözlediğimiz sevgiliyle aramıza girenlere de / yolun açık olsun demenkten başka yol kalmıyor /biz bu yola baş koyarken bazıları taş koyuyor / biz bu yolda ölmeyi göze alırken bazıları kısa yoldan köşeyi dönmeyi planlıyor /işte görüyorsunuz üstadım /bir yolcu yolda yanyana omuz omuza yürüyecek bir kavi yoldaş bulamıyor /bir kavi yoldaş bulamıyor...
bir kitap bir balta-ömer faruk dönmez