VAHDET-İ VÜCUD NEDİR?
Vahdeti vücud bir tasavvuf terimidir ve onun felsefesi Allah'tan
başka varlık olmadığına, mevcud olan tek varlığın Allah olduğuna, var
gibi gözüken ne varsa Allah'ın parçaları olduğuna inanmaktır. Bu inanış
tasavvufun amentüsünün ilk şartıdır. Bu felsefenin künhüne vakıf olan
mutasavvıflar Lâ ilâhe illallah demeyi terk edip la mevcude illallah
diyerek bu amentüyü ikrar ederler.
Allah'tan başka mevcud, varlık olmadığına inanmayı gerektirecek ne
bir ayet, ne bir hadis vardır. Allah'ın isimlerinden bahsettiği, bütün
varlıkları yok saymak, her nasılsa -inançlarına göre- varlık olmayan
şeylerin yaşadığını ve öldüğünü söylemek, meleklere iman ettim demek
fakat onlar varlık değildir, Allah'ın parçalarıdır diyerek her parçayı
ilah saymak, cennete ve cehenneme iman ettim demek, sonra onların
varlık olmadığını, Allah'ın parçaları olduğunu söylemek, önünde secde
edilen putun bile Allah'ın bir parçası olduğu bu sebeple zahirde
tapılan put olsa da aslında o secdenin Allah'a yapıldığı gibi saçma ve
delilsiz iddialarda bulunanların asıl gayesi İslam dinini tahrif etmek
ve müntesiplerini yoldan çıkarmaktır. İşte bu inanışa göre bir tasavvuf
şeyhi Allah'ın bir parçası olduğu gibi yolda duran taş, ağaçtaki kuş,
kovalanan kedi ve kovalayan köpek ve o köpeği vuran bir zabıta eri dahi
(haşa) onlara göre Allah'ın parçasıdır ve dolayısıyla onlara Allah
demek doğru bir sözdür. İsmi tasavvufçular tarafından veliler listesine
alınan müşriklerin "Ben Allah'ım" demeleri ve benzeri sözleri
sarfetmeleri bu sapık inanışlarından kaynaklanmaktadır. Bu sapkın
söylem ve inanışlar üzerinde tevhid ehli olanlar için te'vil edecek yol
aramaya ve hatta düşünmeye bile gerek yoktur. Çünkü bir Müslüman kabul
veya red etmek için Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) in böyle
bir şeyi öğretip öğretmediğine bakması yeterlidir. Hiç akletmezler ki
durum onların dediği gibi olsa, inanan kimdir, inanılan kim? Yaratan
kimdir, yaratılan kim? Hüküm koyan kimdir, mükellef kim, mükafat ve
ceza veren kimdir, ödüllendirilen veya cezalandırılan kim? Ateşe koyan
kimdir, ateşte yanan kim?
İşte vahdeti vücut gibi bir iddiayı ortaya atan kafirler, İslam
ümmetini yüzyıllarca oyalayacak bir işi başarmışlar ve maalesef
gözlerinden yaş gelesiye, karınları ağrıyasıya halimize gülmekteler.
Birilerinin aslında küfür olduğunu bildikleri, fakat o bunu
söylemişse bir hikmeti vardır kabilinden te'vil etmeye çalıştığı, bu
cümleler nasıl söylenmişse kastedilen mana odur, çünkü inanç öyledir.
Sizin taptığınız benim ayağımın altında diyen adam toprağı
kastetmiştir, çünkü ona göre çiğnenen, o toprak Allah'tır (haşa). Böyle
olunca birinin çıkıp ben Allah'ım demesi onlara göre gayet tabi bir
durumdur, sırf o değil onlara göre kafir biri dahi bu sözü söylese
doğru söylemiş olur çünkü o da Allah'tan bir parçadır! Bu cümleleri
vecde, aşka gelince, kendinden geçince söylemenin sebebi nedir
derseniz, can pazarı bu kolay değil. Müslümanlar bu sözden pek
hoşlanmazlar ve insanın başına kötü şeyler gelebilir. Nitekim tarih bu
müşriklerin nasıl taşkınlık ettiğini ve nasıl öldürüldüklerini
zaptetmiştir.
not: alıntıdır
Vahdeti vücud bir tasavvuf terimidir ve onun felsefesi Allah'tan
başka varlık olmadığına, mevcud olan tek varlığın Allah olduğuna, var
gibi gözüken ne varsa Allah'ın parçaları olduğuna inanmaktır. Bu inanış
tasavvufun amentüsünün ilk şartıdır. Bu felsefenin künhüne vakıf olan
mutasavvıflar Lâ ilâhe illallah demeyi terk edip la mevcude illallah
diyerek bu amentüyü ikrar ederler.
Allah'tan başka mevcud, varlık olmadığına inanmayı gerektirecek ne
bir ayet, ne bir hadis vardır. Allah'ın isimlerinden bahsettiği, bütün
varlıkları yok saymak, her nasılsa -inançlarına göre- varlık olmayan
şeylerin yaşadığını ve öldüğünü söylemek, meleklere iman ettim demek
fakat onlar varlık değildir, Allah'ın parçalarıdır diyerek her parçayı
ilah saymak, cennete ve cehenneme iman ettim demek, sonra onların
varlık olmadığını, Allah'ın parçaları olduğunu söylemek, önünde secde
edilen putun bile Allah'ın bir parçası olduğu bu sebeple zahirde
tapılan put olsa da aslında o secdenin Allah'a yapıldığı gibi saçma ve
delilsiz iddialarda bulunanların asıl gayesi İslam dinini tahrif etmek
ve müntesiplerini yoldan çıkarmaktır. İşte bu inanışa göre bir tasavvuf
şeyhi Allah'ın bir parçası olduğu gibi yolda duran taş, ağaçtaki kuş,
kovalanan kedi ve kovalayan köpek ve o köpeği vuran bir zabıta eri dahi
(haşa) onlara göre Allah'ın parçasıdır ve dolayısıyla onlara Allah
demek doğru bir sözdür. İsmi tasavvufçular tarafından veliler listesine
alınan müşriklerin "Ben Allah'ım" demeleri ve benzeri sözleri
sarfetmeleri bu sapık inanışlarından kaynaklanmaktadır. Bu sapkın
söylem ve inanışlar üzerinde tevhid ehli olanlar için te'vil edecek yol
aramaya ve hatta düşünmeye bile gerek yoktur. Çünkü bir Müslüman kabul
veya red etmek için Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) in böyle
bir şeyi öğretip öğretmediğine bakması yeterlidir. Hiç akletmezler ki
durum onların dediği gibi olsa, inanan kimdir, inanılan kim? Yaratan
kimdir, yaratılan kim? Hüküm koyan kimdir, mükellef kim, mükafat ve
ceza veren kimdir, ödüllendirilen veya cezalandırılan kim? Ateşe koyan
kimdir, ateşte yanan kim?
İşte vahdeti vücut gibi bir iddiayı ortaya atan kafirler, İslam
ümmetini yüzyıllarca oyalayacak bir işi başarmışlar ve maalesef
gözlerinden yaş gelesiye, karınları ağrıyasıya halimize gülmekteler.
Birilerinin aslında küfür olduğunu bildikleri, fakat o bunu
söylemişse bir hikmeti vardır kabilinden te'vil etmeye çalıştığı, bu
cümleler nasıl söylenmişse kastedilen mana odur, çünkü inanç öyledir.
Sizin taptığınız benim ayağımın altında diyen adam toprağı
kastetmiştir, çünkü ona göre çiğnenen, o toprak Allah'tır (haşa). Böyle
olunca birinin çıkıp ben Allah'ım demesi onlara göre gayet tabi bir
durumdur, sırf o değil onlara göre kafir biri dahi bu sözü söylese
doğru söylemiş olur çünkü o da Allah'tan bir parçadır! Bu cümleleri
vecde, aşka gelince, kendinden geçince söylemenin sebebi nedir
derseniz, can pazarı bu kolay değil. Müslümanlar bu sözden pek
hoşlanmazlar ve insanın başına kötü şeyler gelebilir. Nitekim tarih bu
müşriklerin nasıl taşkınlık ettiğini ve nasıl öldürüldüklerini
zaptetmiştir.
not: alıntıdır