Dosdoğru Yol
Bilmek gerekir ki "Sırat-ı Müstakim (Dosdoğru Yol) 'in "bazı inançlar ve tercihler gibi kalbde beliren içe dönük (batini) özellikleri olduğu gibi bir takım sözler, davranışlar ve ibadetler gibi dışa dönük (zahiri) göstergeleri vardır. Ayrıca bu yolun beslenme, giyim, evlenme, barınma, biraraya gelme, ayrılma, yolculuk, ikamet, ata vb gibi gündelik hayat olaylarını içeren gelenek ve adet biçiminde göstergeleri vardır.
Bu içe dönük ve dışa dönük göstergeler biribirinden kopuk değildir, tersine aralarında kesinlikle bağlantı ve uyum vardır. Şöyle ki, bu göstergelerin sonucu olarak kalbde beliren duygu ve heyecan dışa dönük belirtiler doğurduğu gibi, dışa dönük davranışlar bütünü de kalbde belirli duygu ve heyecanlar meydana getirir.
Cenab-ı Allah (c.c.) kulu ve elçisi olan Muhammed'i (s.a.v.) koyduğu bir yol (sünnet) bir yaşama tarzı ile birlikte gönderdi. Bu yol O'nun tarafından konmuş bir düzen, bir yaşam tarzıdır. Bu yolun başlıca özelliklerinden biri, gerek "gazaba uğramışlar" m ve gerekse "sapıtmışlar" in yaşama biçimlerine ters düşen, onlarla bağdaşmayan davranış ve sözleri içermesidir. Buna bağlı olarak Cenab-ı Allah, dışa dönük gidişatta ve görüntüde de bu iki guruba benzemez olmayı emretmiştir. Her ne kadar sıradan halkın çoğunluğu dış görünüşteki benzerliğin zararlarını kavrayamaz ise de, bu prensip vardır ve başlıca gerekçeleri şunlardır:
1- Dışa dönük gidişatta ve görüntüdeki ortaklık, ortaklar arasında zamanla ahlak ve davranış uyuşumuna yolaçacak bir benzerlik ve uyum meydana getirir. Gündelik hayatta bunun örneklerine sık sık rastlanır. Mesela ilim adamlarının özel kılığına giren onlar gibi giyinen bir kimsenin içinde zamanla bu zümreye katıldığı gibi bir duygu uyanır. Yine mesela askeri üniforma giyen kimsenin huy ve karakteri yavaş yavaş askerlerin huy ve karakterlerine benzemeye başlar. Tabii ki, eğer adamın böyle bîr eğilim göstermesini önleyen bir sebep yoksa bu böyle olur.
2- Dışa dönük gidişatta ve görüntüdeki ayrılık aykırılık yahudi ve hristiyanlarla müslümanlar arasında kesin bir farklılığa ve bağdaşmazlığa yolaçar. Bu farklılık ve bağdaşmazlık sayesinde müslüman, Allah'ın gazabına uğratan gerekçelerle sapıklık sebeplerinden uzak kalacağı gibi, Allah'ın hidayet ve hoşnutluğunu kazananla kaynaşır ve bunların sonucu olarak Allah'ın kendi kurtulmuş askerleri ile hüsra- na uğramaya mahkum düşmanları arasında asla olmaması- nı emrettiği ilişki ve bağlılığın tamamen kesilmesi gerçek- leşmiş olur. Kalb ne derece diri olur ve İslamiyeti ne oran- da gerçek anlamı ile tanırsa yahudi ve hristiyanlara karşı bes- lediği ayrılık ve farklılık duygusu gerek içe ve gerekse dışa dönük olarak daha güçlü ve bazı müsmümanlara bulaşmış huyları ile kendi arasına koyduğu mesafe daha uzak olur. Tabii ki, ben burada sırf çevreyi taklit etmekten kaynaklanan kuru bir inanca dayalı müslümanlığı ve onun getireceği iğreti içe dönük ve dışa dönük özelliklere bürünmüş olmayı kasdetmiyorum.
3- Bu iki kesimin dışa dönük gidişattaki ortakları görünüm benzerliğine yol açar. Bunun sonucu olarak da hidayete ermiş ve Allah'ın hoşnutluğuna mazhar olmuşlar zümresi ile "gazaba uğramışlar" ve "sapıtmışlar" zümreleri arasındaki zahiri farklılık ortadan kalkar. Tabii bu prensibin daha başka gerekçeleri vi hikmetleri de vardır.
Bütün bu söylediklerimiz söz konusu dışa dönük gidişatın aslında kesinlikle mubah olduğu, yahudi ve hristiyanlara benzemenin dışında hiç bir sakınca taşımadığı durumlar içindir. Eğer söz konusu gidişat unsuru onların kafir olmalarına yolaçan Özelliklerinden biri ise, o zaman kafirliğin bir unsuru ile karşı karşıyayız demektir. Böyle bir şeyde onlarla ortak olmak, onların kafirlik ve isyanlarına belli bir oranda katılmak demek olur. Bu prensibi hiçbir zaman akıldan çıkarmamak gerekir. Doğruyu sadece Allah bilir. [20]
ibniteymiyye
Bilmek gerekir ki "Sırat-ı Müstakim (Dosdoğru Yol) 'in "bazı inançlar ve tercihler gibi kalbde beliren içe dönük (batini) özellikleri olduğu gibi bir takım sözler, davranışlar ve ibadetler gibi dışa dönük (zahiri) göstergeleri vardır. Ayrıca bu yolun beslenme, giyim, evlenme, barınma, biraraya gelme, ayrılma, yolculuk, ikamet, ata vb gibi gündelik hayat olaylarını içeren gelenek ve adet biçiminde göstergeleri vardır.
Bu içe dönük ve dışa dönük göstergeler biribirinden kopuk değildir, tersine aralarında kesinlikle bağlantı ve uyum vardır. Şöyle ki, bu göstergelerin sonucu olarak kalbde beliren duygu ve heyecan dışa dönük belirtiler doğurduğu gibi, dışa dönük davranışlar bütünü de kalbde belirli duygu ve heyecanlar meydana getirir.
Cenab-ı Allah (c.c.) kulu ve elçisi olan Muhammed'i (s.a.v.) koyduğu bir yol (sünnet) bir yaşama tarzı ile birlikte gönderdi. Bu yol O'nun tarafından konmuş bir düzen, bir yaşam tarzıdır. Bu yolun başlıca özelliklerinden biri, gerek "gazaba uğramışlar" m ve gerekse "sapıtmışlar" in yaşama biçimlerine ters düşen, onlarla bağdaşmayan davranış ve sözleri içermesidir. Buna bağlı olarak Cenab-ı Allah, dışa dönük gidişatta ve görüntüde de bu iki guruba benzemez olmayı emretmiştir. Her ne kadar sıradan halkın çoğunluğu dış görünüşteki benzerliğin zararlarını kavrayamaz ise de, bu prensip vardır ve başlıca gerekçeleri şunlardır:
1- Dışa dönük gidişatta ve görüntüdeki ortaklık, ortaklar arasında zamanla ahlak ve davranış uyuşumuna yolaçacak bir benzerlik ve uyum meydana getirir. Gündelik hayatta bunun örneklerine sık sık rastlanır. Mesela ilim adamlarının özel kılığına giren onlar gibi giyinen bir kimsenin içinde zamanla bu zümreye katıldığı gibi bir duygu uyanır. Yine mesela askeri üniforma giyen kimsenin huy ve karakteri yavaş yavaş askerlerin huy ve karakterlerine benzemeye başlar. Tabii ki, eğer adamın böyle bîr eğilim göstermesini önleyen bir sebep yoksa bu böyle olur.
2- Dışa dönük gidişatta ve görüntüdeki ayrılık aykırılık yahudi ve hristiyanlarla müslümanlar arasında kesin bir farklılığa ve bağdaşmazlığa yolaçar. Bu farklılık ve bağdaşmazlık sayesinde müslüman, Allah'ın gazabına uğratan gerekçelerle sapıklık sebeplerinden uzak kalacağı gibi, Allah'ın hidayet ve hoşnutluğunu kazananla kaynaşır ve bunların sonucu olarak Allah'ın kendi kurtulmuş askerleri ile hüsra- na uğramaya mahkum düşmanları arasında asla olmaması- nı emrettiği ilişki ve bağlılığın tamamen kesilmesi gerçek- leşmiş olur. Kalb ne derece diri olur ve İslamiyeti ne oran- da gerçek anlamı ile tanırsa yahudi ve hristiyanlara karşı bes- lediği ayrılık ve farklılık duygusu gerek içe ve gerekse dışa dönük olarak daha güçlü ve bazı müsmümanlara bulaşmış huyları ile kendi arasına koyduğu mesafe daha uzak olur. Tabii ki, ben burada sırf çevreyi taklit etmekten kaynaklanan kuru bir inanca dayalı müslümanlığı ve onun getireceği iğreti içe dönük ve dışa dönük özelliklere bürünmüş olmayı kasdetmiyorum.
3- Bu iki kesimin dışa dönük gidişattaki ortakları görünüm benzerliğine yol açar. Bunun sonucu olarak da hidayete ermiş ve Allah'ın hoşnutluğuna mazhar olmuşlar zümresi ile "gazaba uğramışlar" ve "sapıtmışlar" zümreleri arasındaki zahiri farklılık ortadan kalkar. Tabii bu prensibin daha başka gerekçeleri vi hikmetleri de vardır.
Bütün bu söylediklerimiz söz konusu dışa dönük gidişatın aslında kesinlikle mubah olduğu, yahudi ve hristiyanlara benzemenin dışında hiç bir sakınca taşımadığı durumlar içindir. Eğer söz konusu gidişat unsuru onların kafir olmalarına yolaçan Özelliklerinden biri ise, o zaman kafirliğin bir unsuru ile karşı karşıyayız demektir. Böyle bir şeyde onlarla ortak olmak, onların kafirlik ve isyanlarına belli bir oranda katılmak demek olur. Bu prensibi hiçbir zaman akıldan çıkarmamak gerekir. Doğruyu sadece Allah bilir. [20]
ibniteymiyye