Kötülüklerin Karşılığı ve Belaların Sebebi

"Kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse mükafatını görür, kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse onun cezasını görür."

"Kim bir kötülük işlerse, onun cezasını görecektir."

Ebu Bekir (r.a) Peygamber (s.a.v)'e bu konuda "Ey Allah'ın Rasulü! Hangimiz bir kötülük işlemez ki?" diye sormuş, Hz. Peygamber ise:

"Ey Ebu Bekir! Hiç yorulmaz mısın? Üzülmez misin? Hastalanmaz mısın? îşte bunlar kötülüklerin karşılığı olarak gördüğünüz şeylerdir." buyurmuştur.

"Mü'min, rüzgarların kimi zaman doğrulttuğu, kimi zaman eğdiği taze ekin gibidir. Münafık ise, dağ selvisi gibidir. Bir defada yere yıkılıncaya kadar kökleri üzerinde sapasağlam ayakta durur."

"Kendisine isabet eden her hastalık, her yorgunluk, her üzüntü, her gam, keder ve eziyyet, hatta ona batan bir diken sebebiyle Allah mutlaka mü'minin günahlarından bir kısmını affeder."

"Ey Allah'ın Rasulü! insanlar arasında en ağır belalara uğrayacak olanlar kimlerdir?" diye soruldu. Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurdu:

"Peygamberler, sonra salihler, daha sonra onların ardından gelenler. Kişi dinine göre belaya uğrar. Eğer dininde metanet varsa, belası artırılır. Metanet yoksa belası hafifletilir. Mümin yeryüzünde günahsız olarak yürüyecek hale gelene kadar belalar içerisinde kalır gider."

Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:

"Hastalık, kuru ağacın yapraklarını dökmesi gibi, insanın üzerinden günahlarını döken bir vasıtadır."