Şirk, Allah seni tek başına yarattığı halde O’na herhangi bir şeyi denk tutman ve Allah’la birlikte taş, ağaç, güneş, ay, rasul, şeyh, cin, yıldız, melek veya başka bir varlığa ibadet etmendir.
Denk tutmak: Yalnız Allah’a ait olan hak, sıfat ve yetkilerden herhangi birisini Allah’tan başkasına aynen Allah’a verildiği gibi vermektir.
Şirk üçe ayrılır:
1. Büyük Şirk.
2. Küçük Şirk
3. Gizli Şirk.
1. Büyük Şirk:
2. Küçük Şirk:
Büyük şirk insanı İslam dininden çıkarır, kafir yapar. Küçük şirk ise İslam dininden çıkartmaz fakat büyük günahlardan daha günahtır.
3. Gizli Şirk
Gizli şirkin çok çeşitleri vardır. Birkaçına örnek vermek gerekirse:
Sebeplere olduğundan fazla önem vermek gizli şirktir. İnsanın kendi nefsine fazlaca güvenmesi, bütün lâtifelerini onun (nefsin) emrine vermesi de gizli şirk. Buna sadece bir tek misal: Cebbar ve Mütekebbir ancak Allah’tır. İnsan, Allah’ın kendisine bahşettiği varlığı, kuvveti, ilmi, Onun huzurunda Onun kullarını ezmekte kullanırsa, Cebbar ve Mütekebbir olmaya özenmiş ve gizli şirke girmiş olur.
İbni Abbâs (R.A.) “Allah ve sen dilersen” gibi bir sözün “Allah ve falanca dilerse” anlamında olduğunu söylemiş ve bunun gizli şirk olduðunu belirtmiştir. Zira “ve” edatı eşitliği gerektirir.
***Derleme
Denk tutmak: Yalnız Allah’a ait olan hak, sıfat ve yetkilerden herhangi birisini Allah’tan başkasına aynen Allah’a verildiği gibi vermektir.
Şirk üçe ayrılır:
1. Büyük Şirk.
2. Küçük Şirk
3. Gizli Şirk.
1. Büyük Şirk:
- Duada şirk. (Ölüden yardım istemek gibi)
- Niyette şirk. (Yapılan amel Allah için değil de başka şey için yapılması.)
- İtaatte şirk. (Allah’ın itaat etmeyi yasakladığı bir konuda birisine itaat etmek veya kendisine itaat edilmeyi yasakladığı birisine itaat etmektir.)
- Sevgide şirk. (Herhangi birini ya da başka birşeyi Alah kadar ya da daha fazla sevmek.)
- Hulul şirki: Birleşme anlamına gelen ittihad sözcüğü ile de dile getirilen hulûl inancı (Allah’ın -hâşâ!- kulda çözülmesi), tasavvufa sonraları Hind-İran ve Hristiyan kültürleri ile yeni platoncu felsefenin de etkileriyle ve özellikle şii tarikatlar kanalıyla girdi.
- Tasarrufta şirk: Allah’ın Rububiyeti gereği O’na mahsus olan kâinattaki tasarruf ve tedbiri bir takım salih kimselere nisbet etmek, onların da bu hususta güç sahibi olduğuna inanmaktır.
- Korkuda şirk: Allah’a ve ahirete olan iman zayıflığının veya batıl inancın bir neticesi olarak kişinin; Allah’tan başkasının fayda ya da zarar verebileceğine inanması, korkuda baþkalarını Allah’a denk tutmasıdır. Beşeri sistemlerin baskısından korkarak farzları terk etmek de böyledir. Doğrusu insan Allah’tan korkmalı ve bu korkusu onu daha fazla itaata sevk etmelidir.
- Tevekkülde şirk: Ancak Allah’ın kudreti dahilinde olan şeylerde Allah’tan başkasına kalben tevekkül edip bağlanmaktır veya Allah’tan başkasını rızık alıp veren olarak görmektir.
2. Küçük Şirk:
Büyük şirk insanı İslam dininden çıkarır, kafir yapar. Küçük şirk ise İslam dininden çıkartmaz fakat büyük günahlardan daha günahtır.
- Kavli þirk: Allah’tan başkasına yemin etmek gibi kişinin lisanıyla vâki olacağı şirk türüdür. “..senin sayende”, “Allah’tan başkası için hâkimler hâkimi” gibi sözler ve de kişiyi Abdu’n- nebî, Abdu’l- hüseyin gibi isimlerle Allah’tan başkasının kulluğuna nisbet etmek bu kabildendir. “Kur’an evliya çarpsın!”, “ekmek mushaf çarpsın!” vb. sözler de bu sınıftandır. Bunların tümünden sakınmalıdır.
- Fiili şirk:Bazı şeyleri uğurlu saymak gibi inanışlardır. Bazı hayvanları, kuşları veya günleri uğursuz saymak; “kaynanan seni seviyormuş!”, bir şey üzerine- “bugün misâfir gelecek!”, birisini anınca kulağının çınlayacağına dâir inanış (veya hıçkırık tuttuğunda anıldığına inanmak) gibi bazı tevafûkî olaylardan uğurlu sayarcasına anlam çıkarmak; fal bakmak veya baktırmak, niyet çekmek, türbelere para atmak, ip bağlamak (itîkad edilmemesi koşuluyla!) böyledir.
- Kalbî şirk: Şu dört şekilde inceleyebiliriz:
1. Dünyevi bir menfaat sağlamak için amel yapmaktır. Kişi, amelinin ecrini dünyada alır ahirette ise bir nasibi yoktur. Bu da büyük şirktir.
2. İnsanların hoşnutluğu için yapılan Allah’ın azabından sakınma hedefi güdülmeyen amellerdir.
3. Mal edinebilmek, evlenebilmek, hacca gitmek için amel yapmak, ganimet için cihâda gitmek veya makam elde etme gayesiyle İslâmi ilimler okumak bu tür şirktendir. Burada da hedef Allah’ın rızası değil, hevâ ve hevestir.
4. Başkalarının rızasının gözetilmediği durumda, huşû ve takvâsızlıktan dolayı ifsad edilmiş amellerdir.
3. Gizli Şirk
Gizli şirkin çok çeşitleri vardır. Birkaçına örnek vermek gerekirse:
Sebeplere olduğundan fazla önem vermek gizli şirktir. İnsanın kendi nefsine fazlaca güvenmesi, bütün lâtifelerini onun (nefsin) emrine vermesi de gizli şirk. Buna sadece bir tek misal: Cebbar ve Mütekebbir ancak Allah’tır. İnsan, Allah’ın kendisine bahşettiği varlığı, kuvveti, ilmi, Onun huzurunda Onun kullarını ezmekte kullanırsa, Cebbar ve Mütekebbir olmaya özenmiş ve gizli şirke girmiş olur.
İbni Abbâs (R.A.) “Allah ve sen dilersen” gibi bir sözün “Allah ve falanca dilerse” anlamında olduğunu söylemiş ve bunun gizli şirk olduðunu belirtmiştir. Zira “ve” edatı eşitliği gerektirir.
***Derleme